Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 75

ERCAN SAYLAN || OĞUZ ATAY İLE SATIR ARASI SOHBETLER|| Sonunda bana bunu da yaptırdınız ya… Kimse beni anlamıyorsa ya da istediğim gibi anlayamıyorsa Oğuz Atay kim midir edebiyatımızı bambaşka bir boyuta taşıyan isimdir. Ülkedeki postmodern romanın en başarılı uygulayıcılarının arketipidir. Bir başkaldırı olarak doğan postmodern roman Oğuz Atay’ın kimliğine doğrudan uyar ve Oğuz Atay’da postmodern romanla kimliğini tamamlar. İki kesişim bir değerdir artık yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmalıydılar beni. Daha fazla değil, farklı. ” Oğuz Atay “Günlük” adlı eserine yukarıda belirttiğimiz sözle başlar ve tek amacı anlaşılabilmektir aslında. Bireyin var olabilme sürecinde “ben olabilme” kavgasının biraz anksiyetik biraz şizofrenik kurmacalarından çıkar eserleri. ‘’Madem beni anlamıyorsunuz o halde bende kendi(leri)mle konuşur ve bir çıkar yol bulurum elbette ‘’diyor yazar. Ama bunda da başarılı olamadığını “Tutunamayanlar” eserinde satırlar arasından şöyle fısıldar;” - Bana yaşamayı öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru bir feryattır aslında siz olamayışını derin bir Atay’ın satırları arasından bir sitem yükselir tüm insanlığı töhmet altında bırakan şekilde duyarsınız. ‘’Neden sizin gibi değilim neden anlatmak istediklerimi kimse dinlemiyor oysa insan anlatmak istiyor benim tek amacım “ Here I come ulan”(Tehlikeli Oyunlar)’’ diyerek aynasal bir düzlemde konuşmalarını sürdürür Atay söylediği sözler yüzüne değer yeniden bir başkasına ulaşamadan ve yankının etkisi belirir başından tırnaklarına kadar derin bir mesafeyle. TELMİH | 73 | SAYI:1 YIL:1