TED Meşale Dergisi Haziran 2014 18. Sayı | Page 52

Şizofreni hastalarının toplumdan kopmaması için açılan Mavi At Kafe’nin öyküsüne başlamadan önce şizofreniden ve toplumdaki şizofreni algısından söz etmek istiyoruz. Şizofreni nedir? Toplumda şizofreni algısı nasıl? Şizofreni psikiyatrik bir hastalıktır. Kökeni biyolojik olmakla birlikte psikiyatrik bir hastalıktır. İlaçla kontrol altında tutulması mümkündür. Ancak toplumda şizofreni algısı ne yazık ki bundan farklı. Delilikle eş değerde görülüyor. Üzülerek söylüyorum ki, erkek psikiyatristlerin %47’si bile şizofreni hastalarının saldırgan olduğuna inanıyor. Oysa bir şizofreni hastası tarafından öldürülme ihtimaliniz 10 milyonda 14’tür. Karşıdan karşıya geçerken trafik kazası geçirerek ölme ihtimaliniz bunun çok çok üstünde. Hastalığın alevlenme döneminde veya ilaçların aksatılması durumunda hasta saçma konuşmaya başlar, davranışları bozulur ama kimseyi öldürmeyi düşünmez. Kendi içine döner. Toplumsal önyargı eğitimsiz hastalarda da fazlasıyla bulunuyor. Bunları aşmak, hastaları, hasta yakınlarını ve her an bir şizofreni hastasıyla karşılaşma olan insanları, yani toplumu bilgilendirmek için yapılacak şeyler elbette var. Bu noktada basın çok önemli. Şizofreni terimi aşağılama sıfatı, hakaret olarak kullanılıyor. Bunun önüne geçilmeli. Ayrıca, şizofreninin büyük oranda lise döneminde ortaya çıktığı düşünülürse liselere uzman doktorlar nezaretinde şizofreniyi anlatan bir ders konulabilir. En azından, şizofreninin en büyük belirtisi olan gerçekte var olmayan sesler ve görüntüler algılamasının İlaç kullanımı ile durdurulabildiğini bilmeli insanlar. Mavi At Kafe, şizofreniyle ilgili çalışmalar yapan bir oluşumun, Şizofreni Dernekleri Federasyonu’nun bir parçası. Bu federasyon nasıl kuruldu? Şizofreni Dernekleri Federasyonu 2006 yılında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Şizofreni Dernekleri Federasyonu’nun asıl nüvesi, birkaç hasta yakını ve psikiyatrisin katkılarıyla 1996 yılında kurulan Ankara Şizofreni Hastaları Yakınları Dayanışma Derneği’dir. Daha sonra buna paralel olarak Türkiye’nin muhtelif yerlerinde dernekler kuruldu. Bugün İstanbul’da üç, Ankara, İzmit, Bursa, İzmir, Manisa’da birer tane olmak üzere sekiz dernek bulunmakta. 2006 yılında bu dernekler Şizofreni Dernekler Federasyonu şemsiyesi altında bir araya geldiler. Aslında kamu yararına iş gören bir kuruluş burası. Kamu kurumlarının desteğini alabiliyor mu bu proje? Özellikle değinmek istediğim noktalardan biri de buydu. Aynı nitelikte Amsterdam’da bir rehabilitasyon merkezi bulunmakta. Orada çalışan şizofreni hastası sayısı kadar sosyal hizmet uzmanı görev yapıyor. Merkezin uzman psikiyatristi bulunmakta. Orada çalışan şizofreni hastalarına normal kafelerede benzer işi yapanlardan iki kat daha fazla ücret ödeniyor. Üstelik kira ve genel giderleri devlet tarafından karşılanıyor. Mavi At Kafe bir rehabilitasyon merkezi işlevindeyken sıradan ticari işletme muamelesine maruz kalıyor. Herhangi bir ticari işletmeye uygulanan yüksek elektrik, yüksek su bedelleri bizden de tahsil ediliyor. Aslında bu sosyal bir proje. Uzmanların, profesyonellerin işin içine dahil edilmesi gerekiyor. Biz bugüne kadar bunu kendi imkanlarımızla sağladık. SAĞLIK 49