BAŞKANIN MESAJI
Türk Eğitim Derneği Ailesinin Değerli Üyeleri,
Türk Eğitim Derneği, TED Bodrum Koleji, TED Hatay Koleji ve TED geleneğinin son halkası olan TED
Üniversitesi’nin kurulma çalışmalarını tamamlamıştır. TED Üniversitesi, iddialı bir vakıf üniversitesi olarak ilk öğrencilerini Eylül 2012’de alacaktır. Detaylı ve özenli bir tasarlama süreci sonrası, tüm altyapı
çalışmaları tamamlanmış, tamamen yenilenen binalarında, özenli iç mimarisi, yepyeni donanımı ve değerli akademik kadrosu ile Ankara’nın artık ‘Kolej’ olarak anılan en merkezi semtinde genç neslimizin
hizmetinde olacaktır.
Türk Eğitim Derneği, kendi bünyesindeki bu gelişimini sürdürmenin yanı sıra yaşadığımız toplumun
kalkınmasına duyarlı çalışmalarını sürdürmektedir. Daha önceleri sıklıkla dile getirdiğimiz eğitim sorunlarında bütünsel bir reformun gerekliliği geçtiğimiz dönemde yeniden gündeme gelmiştir. Bu süreçte,
TED’in eğitim alanındaki öncü sivil toplum olma özelliği bir kez daha ön plana çıkmıştır. 4+4+4 diye
anılan sistem, sınavların kaldırılması ve dershanelerin kapatılması ile ilgili değerlendirmelerimizi çeşitli
platformlarda kamuoyuyla paylaştık. TBMM’de sürdürülen çalışmalar sırasında görüşlerimizi yazılı ve
sözlü olarak mecliste sunduk. Bu süreçte eğitim sistemindeki sorunları ele alışımızdaki nesnel, bilimsel
ve partilerüstü yaklaşımımız, 84 yıllık bilgi ve birikimimiz en önemli etken olmuştur. Düşünsel dönüşüme
katkı sağlayan bir rol üstlenerek ve toplumun gereksinimlerini izleyerek, daha gerçekçi eğitim politikaları
oluşturulması gerektiği inancındayız. Üstlendiğimiz sorumluluğun bilincinde, eğitim sistemimizin, siyasi
iktidarların ihtirasının tatmin alanı olmaması için bundan sonra da çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Türk Eğitim Derneği, genç neslimizin Türkiye’nin en büyük sermayesi olduğu görüşünü taşımaktadır.
Gençlerimizin yetişmesinde rol oynayan tüm unsurların çok dikkatle ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. 21. yüzyılda, dijitalleşme soyut bir dünyanın kapılarını açmış, aynı anda farklı yerlerde bulunabilme
olanağı sağlamıştır. Bugün, tüm internet kullanıcılarının %70’ten fazlasının ‘odamda’ dediği bir bilgisayarı bulunmakta, aynı kesim interneti etkin bir şekilde kullanmakta, çocukların %78’i ebeveynlerinden
daha fazla şey bildiklerini düşünmektedirler. Bu kaçınılmaz olgu, bireysel potansiyelin ortaya çıkmasını
ve çeşitlenmesini sağlarken, bir yandan da pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocuklarımızın
sosyalleşmeleri de form değiştirmiştir. Bir önceki kuşağın ‘biz sokaklarda oynardık, ne güzeldi’ türünden
haklı serzenişleri, bu yeni s