TED Meşale Dergisi Aralık 2013 17. Sayı | Page 32

Ülkemizde uzun yıllar boyunca, eğitim kurumlarının birincil görevinin, masa başındaki bir takım uzmanlarca hazırlanmış “müfredat programını” harfi harfine öğrencilere ezberletmek olduğu düşünüldü. Üstelik bu programlar oluşturulurken, akıp giden yaşamın bireyler ve toplumlar için getirdiği yenilikler, daha mutlu yarınlar için çalışan; bilim ve sanat eserleri üreten insanların çalışmaları, hatta değişen dünyanın temel bilimlere etkisi bile göz ardı edildi. Son yıllarda uygulanan yeni müfredatlar ile kalıplaşmış bu yargının bir nebze de olsa önüne geçildi. Yine de gerek eğitim programı hazırlayıcıların gerek programların doğrudan uygulayıcısı olan öğretmenlerin, eğitim ile dünya gerçekleri arasındaki bağı kuvvetlendirmek adına katetmeleri gereken uzun bir yol var. TED ailesi olarak, bu handikabı başlangıçtan beri eğitimin temeline insanı alarak aşabileceğimize inandık. Çocuklarımızı ve gençlerimizi insani erdemler konusunda bilinçlendirmeyi varlığımızın en önemli nedenlerinden biri olarak düşündük. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihinde kabul ettiği; “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” maddesiyle başlayan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin önemini hiçbir zaman unutmadık. İnsan haklarını “saygı duyulacak” bir kavram olarak niteleyip bir köşeye bırakan yaklaşımlardan kaçındık. İnsan haklarını yaşamın merkezinde kabul etmeyi insan olmanın zorunlu bir parçası olarak değerlendirdik. Meşale’nin bu sayısında, Türkiye’de görece yeni tanışılan ve her yenilik gibi kuşkuyla yaklaşılan insan haklarının kuramsal yönüyle uğraşmaktan çok kavramın uygulama alanlarına eğilen yazılara yer verdik. Bireylerin ve kurumların insan hakları ihlali yapmamasının sağlanması için nasıl bir bilinç düzeyinde olmaları gerektiği üzerine farklı disiplinlerden üç uzmanın görüşlerini bir araya getirdik. İnsan haklarının felsefi temellerinden, eğitim kurumlarında insan hakları bilincini geliştirmek için yapılabilecek çalışmalara; yerel ve bölgesel farklılıkların evrensel bir kavrama etkisinden, değerler eğitimine geniş bir yelpazede kuşatıcı bilgiler veren dosyanın, okuyucularımıza yeni ufuklar açacağını ümit ediyoruz.