TED Meşale Dergisi Aralık 2013 17. Sayı | Page 13

BİLİM TEKNİK dünyanın herhangi bir tarafındaki herhangi bir aktörde yok. belirli bir kitleye hizmet verir. Devlet tiyatrosu asla hükümetlerin tiyatrosu değildir. Devletin tiyatrosudur. Onun içindir ki repertuarını kendi belirler, nereye turneye gideceğine kendi karar verir, hangi rolü kimin oynayacağına kendi karar verir. Türkiye’de tiyatro olağanüstü bir yerde. Çünkü bizim insanımızın duyguları, dünyanın herhangi bir tarafındaki herhangi bir aktörde yok. Tiyatro bir insan laboratuarıdır. Biz bu laboratuarda insanı irdelediğimiz için ve insani ilişkileri çok kuvvetli olan bir ülkenin evlatları olduğumuz için bu duygular had safhadadır bizde. Teknik derseniz, tiyatro tekniği konusunda dünya standartlarını yakalamaya çalışıyoruz. Sanat pahalı bir uğraş. Son dönemde devlet tiyatroları repertuarında tarihsel oyunlara önem verildiğini görüyoruz. Bu seçimde TV’deki tarihi dizilerin ratinglerinin belirleyici yönlendirici bir payı var mı? Devlet tiyatroları çok uzun zamandır tarihsel oyunlar oynar. Televizyonlar tarihi diziler oynatmaya başlayınca insanların bu oyunlara ilgisi artmaya başladı. Ondan sonra devlet tiyatrolarındaki oyunlar dikkat çekmeye başladı. Farkındalık yeni oluşuyor. Biz yazarın öngörüsüyle, onun hayal dünyasıyla oyunun gelişimini sergiliyoruz. Yoksa Kösem’le Turhan’ın odanın içinde ne konuştuklarını, Süleyman ile Hürrem’in içeride ne konuştuklarını kimse bilmez. Bunlar yazarın hayal dünyasıdır. Biz bir şekilde sonucu biliriz ve bu sonuca nasıl varıldığını, yazarın hayal dünyasında oluşmuş metni aktararak seyirciyle buluştururuz. Genç neslin tiyatroyla ilişkisini nasıl görüyorsunuz? Genç nesil sanata düşkün ve yatkın. Tiyatronun, operanın, senfoninin izleyicilerinin, dinleyicilerinin çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Sevindirici bir durum. Her kesimden gelen gençler… Gençlerin ilgilenmesi hem gerekli, hem de kendi gelecekleri için çok önemli bir yatırım. Dünyada sol beyin üretmeye devam ediyor. Buna itiraz yok. Bilim ile sanat kol kola yürümesi gereken iki kavram. Bir bakıyorsunuz sadece bilimle uğraşanlar bir çiçeğin adını sorduğunuzda cevap vermekte zorlanıyor. Bir bestecinin eserini dinlettiğinizde bilmiyor. Bunun için sağ beyin çok önemli artık. Ön planda. Sağ beyinde empati var, öykü kurma var, kurgulama var, çok seslilik var. Gençlerimizin, özellikle üniversite çağındakilerin sanatla uğraşıyor olması, uğraşmasalar bile dinleyici olarak sanatın bir kenarından tutmuş olmaları kendi geleceklerini hazırlamak için çok önemli. Bu noktada paralel bir başka sorum olacak aslında. Televizyon tiyatroya rakip mi? Asla olamaz. Televizyonda maymun da oynar, horoz da oynar. Nitekim oynamıştı da. Televizyon dizilerinde herkese ihtiyaç var. Tiyatro eğitimi almış herkes ekranda oynayabilir. Ama ekranda bir şeyler oynarken gördüğümüz kişilerin hiçbiri tiyatro sahnesinde bir şey yapamazlar. Tiyatro sahnesi er meydanıdır. Oraya çıkmak kolay değildir. Orada bir sanat var. Dizi sanat değil. Tarih boyunca tiyatro öldü denildiği zaman daha çok dirilmiştir. Beş bin yıl boyunca yapılan bir şey kolay kolay ortadan kalkamaz. Biz soluk soluğayız seyirciyle. Seyirci bizim nefesimizi hisseder, biz seyircinin nefesini hissederiz. Ama tiyatro seyircisi olmak da kolay değildir. İnsanlar orada oturur, üstelik on beş gün önceden gelecek biletini alacak, ailesini der- 11 MURAT ATAK Çünkü bizim insanımızın duyguları, RÖPORTAJ Türkiye’de tiyatro olağanüstü bir yerde.