sorunları için de bisikletler daha kullanışlı bir yaşam
şekli sunuyor. Son yıllarda sıkça karşılaştığımız kavramlardan birisi de sürdürülebilirlik. Burada da karşımıza “sürdürülebilir çevre” fikri çıkıyor. Sürdürülebilir
çevre, bizim bugün yaşamamıza olanak verirken,
yaşantımızı ve sahip olduklarımızı hor kullanmadan,
gelecek nesillerin de faydalanacağı şekilde bırakabilme; bunun için gerekli önlemleri alabilme ve olası
tehditleri minimuma indirme gayretidir. Sürdürülebilir
ulaşım planlama ise, mevcut kent yapıları ile mevcut
nüfus, nüfusun artış hızı ve oranı, kentlerin göç alıp
almadığıyla bağlantılı olarak, ulaşım ağlarının bugünün ve yarının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde öngörüyle ve titizlikle hazırlanması demek.
Yaşanabilir dünyaya giden yolda bisiklet kentleri
Bu yönde yapılabilecek bazı çalışmalar için, aslında ülkemizde 1974 yılından itibaren yerel yönetimlerin kamu kuruluşlarının genel ulaşım düzeni
planlarına kamusal bisiklet paylaşımı konusunu da
eklediklerini görmek mümkün. Çevre dostu olması, enerji verimliliği, toplu taşımayla uyumlu olması
gibi özellikleri nedeniyle bir ulaşım türü olarak da
görülmeye başlanıyor bisikletler. Bizde henüz böyle
bir yaygınlık görülmese de, örneğin Danimarka’da
%18, Hollanda’da %27, Uzakdoğu ülkelerinin bazılarında ise %60’a varan oranda bisikletle ulaşıma
rastlanıyor. Bu rakamların yüksek oluşunu, bisiklet
şebekelerinin, tek yönlü kullanım yollarında bisiklet kullanımını a