5000 yıl önce tekerleği icat eden insan, şüphesiz
bu icadın nelere dönüşebileceğinin farkında değildi. İlk çömlek ustalarının çömlek yapımında kullandıkları tekerlek, değişen ihtiyaçları karşısında daha
fazla yaratıcı olma zorunluluğu hisseden insanın
elinde otomobillere, bisikletlere dönüştü. Bununla
da kalmayıp sanayide ve daha birçok alanda başka üretimlerin yapılmasına aracı oldu. Fransızca
“bicyclette”, “bicycle” (iki tekerli) anlamına gelen bisiklet için, yine Fransızca’da geçen ve aynı zamanda
bir bisiklet modeli olan “velosiped”den esinlenerek
“velospid” de deniliyor. 1900’lerin başında ise dönemin aydınları Arapça’dan gelen “derrace” sözcüğünü öneriyor. Kullanılış şeklinden dolayı bisikletlere bir
dönem “yapma at” denildiğini de ekleyelim.
Ulaşımda yeni çözüm: Bisikletler
Bisikletin tarihi çok eskilere dayanmasına rağmen
modern çağda bisikletlerin ulaşım anlamında kullanılmaya başlanması oldukça yeni bir olgu. Çağın
getirdiği pek çok başka sıkıntının yanında iklim değişiklikleri, hava ve ses kirliliği, enerji verimliliği, trafik
gibi sorunlar hayatımızın merkezinde duruyor. Geldiğimiz noktada, birbirinden hiç de bağımsız olmayan
bu sorunların ayrı ayrı değil de, bütünsel bir bakış
açısıyla ele alınmaları çok daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.
Bisikletin son yıllarda, bu sorunlara yönelik çözüm
önerileri arasında sihirli bir değneğe dönüşmesi de
bu tür bir bakış açısıyla ilgili olabilir. Nedir bisiklet?
Teknolojinin ve her türlü motorlu taşıtın çılgınca
bir hızla değişip ilerlediği, geliştiği bir zamanda, iki
tekerlek üzerinde, insan bedeniyle hareket eden,
yakıtsız, dumansız bir araç mı sadece? Gelişmelere bakıldığında bisikleti koyduğumuz, nostaljik ve
ilkel bir ulaşım aracı kategorisinin değişmesi gerekmiyor mu?
“Yeşil Ulaşım”, “Mavi Bisiklet”…
Ülkemizde de son yıllarda bisiklete bakış giderek değişiyor. Bisiklet kullanımının yaygınlaşması, bisikletin
raylı sistem ve deniz ulaşımı araçlarıyla entegrasyonunun mümkünlüğü öncelikli çözümler arasında
bisikleti neredeyse başköşeye koyuyor. Yönetim
birimleri sorumlu oldukları kent ve ilçelerde karşı
karşıya kaldıkları ulaşım sorununun boyutuna göre,
bisikletlerin önemli yer teşkil ettiği projelere öncelik
ve ağırlık veriyor. Yayaları ve bisikletleri içeren “Yeşil
Ulaşım”, “Mavi Bisiklet” vb. söyleyişler, daha sağlıklı
çözümlere yönelik içerikleriyle, farklı bir anlayışın ve
gelecek planının bayraklığını yapıyor. Bu projeler temelde sadece ulaşım sorununu hafifletmekle kalmıyor, doğayla barışık, insan güvenliği ve sağlığı için
ideal yeni bir dünya tasarımını da içeriyor.
Bu anlamda örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
2002 yılında başlattığı bir “630 Kilometrelik Bisiklet
Yolu” projesi var. Bir başka örnek, İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin “Bir Uçtan Diğerine Bisikletle İzmir”
47