TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 49

5000 yıl önce tekerleği icat eden insan, şüphesiz bu icadın nelere dönüşebileceğinin farkında değildi. İlk çömlek ustalarının çömlek yapımında kullandıkları tekerlek, değişen ihtiyaçları karşısında daha fazla yaratıcı olma zorunluluğu hisseden insanın elinde otomobillere, bisikletlere dönüştü. Bununla da kalmayıp sanayide ve daha birçok alanda başka üretimlerin yapılmasına aracı oldu. Fransızca “bicyclette”, “bicycle” (iki tekerli) anlamına gelen bisiklet için, yine Fransızca’da geçen ve aynı zamanda bir bisiklet modeli olan “velosiped”den esinlenerek “velospid” de deniliyor. 1900’lerin başında ise dönemin aydınları Arapça’dan gelen “derrace” sözcüğünü öneriyor. Kullanılış şeklinden dolayı bisikletlere bir dönem “yapma at” denildiğini de ekleyelim. Ulaşımda yeni çözüm: Bisikletler Bisikletin tarihi çok eskilere dayanmasına rağmen modern çağda bisikletlerin ulaşım anlamında kullanılmaya başlanması oldukça yeni bir olgu. Çağın getirdiği pek çok başka sıkıntının yanında iklim değişiklikleri, hava ve ses kirliliği, enerji verimliliği, trafik gibi sorunlar hayatımızın merkezinde duruyor. Geldiğimiz noktada, birbirinden hiç de bağımsız olmayan bu sorunların ayrı ayrı değil de, bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmaları çok daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Bisikletin son yıllarda, bu sorunlara yönelik çözüm önerileri arasında sihirli bir değneğe dönüşmesi de bu tür bir bakış açısıyla ilgili olabilir. Nedir bisiklet? Teknolojinin ve her türlü motorlu taşıtın çılgınca bir hızla değişip ilerlediği, geliştiği bir zamanda, iki tekerlek üzerinde, insan bedeniyle hareket eden, yakıtsız, dumansız bir araç mı sadece? Gelişmelere bakıldığında bisikleti koyduğumuz, nostaljik ve ilkel bir ulaşım aracı kategorisinin değişmesi gerekmiyor mu? “Yeşil Ulaşım”, “Mavi Bisiklet”… Ülkemizde de son yıllarda bisiklete bakış giderek değişiyor. Bisiklet kullanımının yaygınlaşması, bisikletin raylı sistem ve deniz ulaşımı araçlarıyla entegrasyonunun mümkünlüğü öncelikli çözümler arasında bisikleti neredeyse başköşeye koyuyor. Yönetim birimleri sorumlu oldukları kent ve ilçelerde karşı karşıya kaldıkları ulaşım sorununun boyutuna göre, bisikletlerin önemli yer teşkil ettiği projelere öncelik ve ağırlık veriyor. Yayaları ve bisikletleri içeren “Yeşil Ulaşım”, “Mavi Bisiklet” vb. söyleyişler, daha sağlıklı çözümlere yönelik içerikleriyle, farklı bir anlayışın ve gelecek planının bayraklığını yapıyor. Bu projeler temelde sadece ulaşım sorununu hafifletmekle kalmıyor, doğayla barışık, insan güvenliği ve sağlığı için ideal yeni bir dünya tasarımını da içeriyor. Bu anlamda örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2002 yılında başlattığı bir “630 Kilometrelik Bisiklet Yolu” projesi var. Bir başka örnek, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Bir Uçtan Diğerine Bisikletle İzmir” 47