TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 35

bulunduğunu gözlemlediğimiz sürece devam etmeli çoçuklarımız. Farklı ihtiyaçları olan çocuklarımız ya da farklı dönemlerde çocuklarımızın farklı ihtiyaçları hep odak noktamız olmalı. Örneğin hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi sorunların çözümlenmesinde tüm gelişmiş toplumlar, sanat ve spor dallarından destek alıyor. Bu alanlar, çocuklarımıza hem kendilerini ifade etmede farklı beceriler kazandırıyor, hem etkin sosyal ve iletişim becerileri kazanmalarına destek oluyor, hem de birey ve grup performansı hakkındaki farkındalıklarını artırabiliyor.  Ama sadece çocuklarımız için doğru seçilmiş yetkin okul dışı faaliyetler bu etkilere sahip. Dolayısıyla tek karar noktamız, çocuğumuzun kursa gidip gitmemesi olmamalı; gidecekse ne sıklıkta, hangi alanda ve hangi yaşta, hangi kursa gitsin gibi detayları içermeli. Bu soruların cevaplarını oluştururken, çocuğumuzu iyi tanımak, ihtiyaçlarına odaklanmak bizi doğru karara ulaştıracak iki etkin anahtar. Yeni çağı tanımlama, yeni çağı oluşturma gücü onlarda. Dolayısıyla donanımlarının fazla olması gerekiyor; çünkü bizler geleceğin dünyasını yetiştiriyoruz. Yeteneklerin erken yaşta keşfi ise başlı başına bir konu. Aslında kurslar vasıtası ile çocuğumuzun ilgi alanlarının ve yeteneklerinin saptanması ve bunların doğru yönlendirilmesi ana hedeflerden biri. Bunun yanında çok yönlü insanlar yetiştirmek, iyi yapamasa bile, sanattan, spordan keyif alıyor olması, üzerinde durulması gereken önemli noktalar. Kurslarla becerileri artırıp yeni alanları tanımalarını sağlarken aslında düşünce boyutlarını da geliştirmeyi hedefliyoruz. Spor ve sanatın, hayatın her noktasına ayrı bir bakış açısı sağladığı, iç disiplini geliştirdiği, sosyal alanlardaki etkinliği artırdığı, tartışmasız gerçekler. Hepimiz iyi biliyoruz ki, çocuklarımız sadece fiziksel olarak büyümüyorlar. Aynı zamanda zevkleri, beğenileri, kabiliyetleri de gelişiyor. Bu alanlarda da çocuklarımızın beslenmesi gerekli. Bu yönde bir gelişim için, bazen kurslar tek alternatif olarak algılanıyor. Oysa bu alanları tanımaları, bunlarla tanışmaları okul ortamlarında zaten hedeflenen konular. Bazen aylarca müzik kursuna devam etmektense, sevdiği insanlarla tek bir konsere gitmek daha fazla öğrenme sağlayabiliyor çocuğumuzun zihninde. Dolayısıyla kurs seçimlerinde çocuğumuzun asıl ihtiyacını, istekliliğini hesaba katmalıyız. Okul dışı faaliyetlerin, sporun, sanatın, çocuklarımızın akademik başarılarını desteklediği, kişisel gelişimlerine gerçek anlamda katkıda Çocuklarımız, geleceğin büyükleri; ama bugün nihayetinde çocuklar. Oyun çocukları hepsi. Uzun okul saatlerinden sonra evde vakit geçirmeyi, odalarını, oyuncaklarını çok özlüyor çoğu. En çok da anne babalarıyla zaman geçirmeyi… Okul, ödev ve sınavlarla geçen bir haftadan sonra, haftasonu kurstan kursa taşınma, eve olan özlemi iyice artıyor. Hem çocuklarımızın her anlamdaki gelişimlerine destek olmak istiyoruz, hem de kurslarla hayatımıza giren başka bir çatışma alanı yaratmış oluyoruz. Burada nasıl bir denge kurmak lazım; işte belki de ana nokta bu. Kursların; özellikle de sanat ve spor içerikli kursların çocuklarımızın gelişimine katkısı, hele de erken yaşlarda; “DURUMSAL”. Kursları seçerken ve devam etme kararı sırasında mutlaka çocuğumuzun kişisel özelliklerine, yaşına, isteklerine ve ihtiyaçlarına kulak vermeliyiz. Sadece anne-baba zorlamasıyla gidilen kurslar ve etkinlikler çoğu zaman vakit ve nakit kaybından öteye geçmemekte. Kursların yoğunlukları da bir o kadar önemli. Belirli bir zaman zarfında birden fazla alandaki hobi eğitimleri, gerekli verimin 33