TED Meşale Dergisi 37. Sayı | Page 45

Sanat alanında ortaya koyulan yeniliklerin büyük bir kısmı , eski sanatçılara ve onların eserlerine saldırıyla başlar . Yakın tarihimizden bir örnek vermek gerekirse Orhan Veli Kanık ve arkadaşları , Garip şiirini kurarken kendilerinden önceki şiiri ağır bir dille eleştirir , onun ortadan kalkması gerektiğini savunur . Sait Faik , yeni bir işe girişmesine karşın sessiz ve alçakgönüllü bir tavırla girer edebiyat dünyamıza .
1906 yılının 18 Kasım günü Adapazarı ’ nda dünyaya gözlerini açar Sait Faik Abasıyanık . İlköğrenimini bu şehirde , Rehber-i Terakki Okulunda tamamlar . Adapazarı İdadisinin orta kısmına kaydolur . Ancak ailesi Kurtuluş Savaşı ’ ndan sonra İstanbul ’ a yerleşince , İstanbul Lisesine naklolur . Edebiyata ilgisi bu okuldayken , şiirle başlar . Onuncu sınıftayken arkadaşlarıyla birlikte Arapça öğretmenlerine yaptıkları bir şaka yüzünden sınıfı dağıtılınca ortaöğrenimini tamamlamak üzere Bursa Erkek Lisesine geçer ve 1928 yılında , 22 yaşında liseden mezun olur .
Sait Faik liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesinin , o zamanki adıyla Darülfünunun Türkoloji bölümüne girer . İlk öyküsü “ Uçurtmalar ”, burada öğrenciyken , 9 Aralık 1929 tarihli Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayımlanır .
Sait Faik ’ in ticaretle uğraşan babası , oğlunun iktisat eğitimi almasını ister . Bu amaçla , 1931 yılında İsviçre ’ nin Lozan kentine yollar oğlunu . Sait Faik hem ekonomiye uzaktır hem de havasını beğenmez Lozan ’ ın . On beş gün sabrettikten sonra , kimseye haber vermeden Fransa ’ ya kaçar . Kendisine entelektüel havası ve doğal güzellikleriyle çekici gelen Granoble kentinde iki yıl kadar yaşar . Paris , Strassburg , Lion ve Marsilya seyahatleri sırasında bohem hayatla tanışır . Vaktini gezerek , bir geçtiği sokaktan tekrar tekrar geçerek , her bir kaldırım taşının yerini ezberleyip her bir yaprağın hışırtısını ayırt edecek kadar dikkatli dinleyerek geçirir . Burada biriktirdiği anılarını , ilk kitabı olan Semaver ’ in içinde “ Benimle Birlikte Seyahatten Dönenler ” üst başlıklı beş öyküde anlatır .
Öykücülüğünün ilk yıllarından son yazdıklarına kadar Sait Faik ’ te değişmeden kalan insan sevgisi teması , onu yaşadığı dönemin , yaşadığı coğrafyanın ötesine taşıyan özelliklerin başında gelir . İnsana olan inancı ve sevginin her şeyin üstesinden gelebilecek bir güç olduğunun farkında olması da Sait Faik ’ in önemli özelliklerindendir . Onunla aynı dönemde yaşamış Avrupalı sanatçıların , yaşamı , özellikle İkinci Dünya Savaşı ’ nın getirdiği yıkımlar yüzünden umutsuz ve karanlık olarak betimlediği görülür . Sait Faik ise “ bir insanı sevmekle başlar her şey ” diyerek evrene başka bir yerden baktığını gösterir bize … Ömrünün sonuna doğru , ümitsizliğe düşmese de gerçekliğin düş kırıcı olduğunu görecek , öykülerinde gerçeküstü öğelere yönelerek başka bir düzlemde de olsa umudun varlığına inancını sürdürecektir .
Sait Faik Abasıyanık 1933 yılında , yükseköğrenimini tamamlamadan İstanbul ’ a döner . Bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebinde Türkçe öğretmeni olarak çalışır . Belli bir yerde , uzun süre , üstelik aynı işi yaparak kalmak Sait Faik ’ in doğasına uymaz . Öğretmenliği bırakır . Sait Faik ’ in bu “ avare ” liği babasını oldukça rahatsız eder . Bir miktar sermaye vererek ticarete atılmasını öğütler oğluna baba Mehmet Sait Bey , aba altından sopa göstererek . Tahmin edilebileceği gibi ticarette de tutunamaz Sait Faik , iflas eder . Babasının 1938 ’ de ölmesinden sonra da hiçbir işte çalışmaz , babasının mirası ve yazdıklarından kazandığı küçük ücretlerle sürdürür yaşamını .
Yeni bir edebiyat doğuyor
Sait Faik , ilk kitabı Semaver ’ i yayımladığı sırada Türkiye ’ de öykücülük birkaç eğilimin etkisi altındaydı . Kaynağını Ömer Seyfettin ’ de bulan , olaya dayalı “ milli hikâyecilik ”, Refik Halit ’ in öncüsü olduğu fıkra-hikâyeler , Sabahattin Ali ’ nin gerçekçiliği ve Memduh Şevket ’ in yalın ve içten anlatımı bunların başlıcalarıydı . Bu eğilimlerden hiçbirine tam anlamıyla kanı kaynamayan Sait Faik , Tahsin Yücel ’ in deyişiyle , “ kökü kendisinde olan ” bir öykü dünyası yaratır .
21