Cemal Reşit Rey cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye ’ ye dönerek Darülelhanda piyano ve kompozisyon dersleri vermeye başlar . Bu dönemde Fransız operasından esinlenen besteler yapan sanatçı 1930 ’ lara doğru Türk ezgilerini çoksesli müzikte kullanma eğilimi kazanır . Batı müziğinin halk kitlelerine tanıtılması ve sevdirilmesi amacıyla İstanbul Şehir Tiyatrolarının siparişi üzerine 1932 yılında ünlü opereti “ Lüküs Hayat ” ı besteler . Librettosunu bestecinin kardeşi Ekrem Reşit Rey ’ in kaleme aldığı operet 1933 ’ te cumhuriyetin ilanının onuncu yılı kutlamaları kapsamında seyirciyle buluşur . 1946 ’ ya kadar sahnelenen eser daha sonra 1958 ve 1962 yıllında tekrar sahneye koyulur . 1985 ’ te Haldun Dormen rejisiyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında tekrar oynanmaya başlayan “ Lüküs Hayat ” yaklaşık kırk yıldır aralıksız sahnelenmektedir .
Opera , operet , konçerto , orkestra yapıtları , marş , film ve tiyatro müziği gibi çeşitli alanlarda besteler veren Cemal Reşit Rey , piyanist ve orkestra şefi olarak dünyanın pek çok noktasında sahne alır . 1985 ’ teki ölümüne dek Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarında kompozisyon dersleri vermeye devam eden sanatçı başarılarından dolayı çeşitli ülkelerin devlet nişanlarına lâyık görülür . 1981 ’ de Devlet Sanatçısı ünvanı verilen Rey ’ in ayrıca TÜSAV Elli Yıl Sahnede Kalanlar Ödülü , Devlet Sanatlar Akademisi Osman Hamdi Bey Ödülü , Atatürk Sanat Armağanı , Sevda-Cenap And Vakfı Altın Onur Madalyası bulunmaktadır .
Konservatuvar eğitiminin ardından Ecole Normale de Musique ’ de dünyanın ilk kadın orkestra şefi Nadia Boulanger ’ den armoni dersleri alır .
Yüksek öğrenimini tamamlayarak 1930 ’ da Türkiye ’ ye dönen Erkin , Musiki Muallim Mektebinde armoni ve piyano öğretmenliği görevine getirilir . Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsüne atanan sanatçı buradaki görevini 25 yıl boyunca sürdürür . 1937- 38 yıllarında devlet tarafından Anadolu ezgilerinin derlenmesi amacıyla başlatılan gezilere katılan Erkin , Sivas , Elazığ , Erzincan , Erzurum , Gümüşhane , Trabzon , Rize , Malatya , Diyarbakır , Şanlıurfa , Gaziantep , Kahramanmaraş ve Adana ’ da yerel ezgileri derler . Sanatçının en ünlü yapıtı sayılabilecek Köçekçe , tanınırlığını büyük ölçüde bu ezgilerden izler taşımasına borçludur .
Necil Kazım Akses ’ le birlikte Beethoven , Bizet , Verdi gibi büyük bestecilerin operalarını Türkçeleştirerek opera repertuvarımızın gelişmesine katkıda bulunan Erkin , Fransız Palm Academique Nişanı , Legion d ' Honneur Chevalier ve Legion d ' Honneur Officer Nişanları , İtalyan Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirilir . 1971 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı alan sanatçı ertesi yıl hayata gözlerini yumar .
Ulvi Cemal Erkin
Anadolu ezgilerine yaslanan ritmik çalışmalarıyla Türk halkının müzikal belleğinde eşsiz bir yere sahip olan Ulvi Cemal Erkin 1906 yılında İstanbul ’ da dünyaya gelir . Piyano çalan annesi ve keman çalan ağabeyinin etkisiyle küçük yaşta müziğe ilgi duyan Ulvi Cemal ilk piyano derslerini annesinden alır . Galatasaray Lisesinde sürdürdüğü eğitimi sırasında müzik derslerine devam eden sanatçı 1925 yılında Millî Eğitim Bakanlığının açtığı sınavı kazanarak devlet bursuyla Paris Konservatuvarına gönderilir .
Ulvi Cemal Erkin
13