Renklerden siyah beyaza
Nejad Melih Devrim ’ in Fransa ’ ya yerleştiği yıllar Avrupa ’ da soyut resmin yeni yeni galerilerde kendine yer bulduğu bir döneme denk gelir . Devrim , akademik eğitimi sırasında , kısa bir süre ilgilendiği figüratif resimden soyuta ilerlediğinde sanat dünyasında henüz renge dayalı soyutun itibar sahibi olduğunu söylemek güçtür . Bu anlamda sanatçı yalnız Türkiye için değil , dünya sahneleri için de dışavurumcu , renge dayanan soyut yapıt üretiminin öncülerindendir .
Nejad Devrim İsimsiz Kâğıt üzerine guaj 30,5x23,7 cm
Devrim , Akademi ’ de öğrenci olduğu yıllarda dönemin figüratif resmine uzak kalmamakla birlikte özellikle İstanbul merkezli tarihsel etütlere girişir . Ayasofya ve Kariye Camilerinin mozaikleri ile Topkapı Sarayı ' nda sergilenen hat eserleri ileride oluşturacağı soyutlama dilinin temelinde yer alacaktır . Kazandığı bursla 1946 yılında Paris ’ e yerleşen Nejad ’ ın buradaki ilk çalışmaları , sanat tarihçileri tarafından “ Bizans ve Kaligrafi ” dönemi olarak anılır . Kendisi de durumu şu cümlelerle özetler : “ Fransa ’ ya giderken derdim yenilik yapmaktı , sanatım değişmek istiyordu ve değişti de . O zamanlar Stravinsky ’ yi dinlerdim . Resimde ise bunun paralelini göremiyordum . Paris ’ e gidince kaligrafi , hat yazısı ve eski soyut Türk sanatçılarından kendime özgü bir üslup çıkardım . Miro ’ da da hat vardı ama onunki oryantal değildi . J . Lassaigne gibi birçok eleştirmen bundan ve benim Paris Ekolü ’ ne etkimden söz ettiler .”
Devrim ’ in sanatının ikinci dönemi “ Paris Ekolü Renkçiliği ” olarak adlandırılır . 20 . yüzyılın ilk çeyreğinde dünyanın dört bir yanından Paris ’ e gelen sanatçıların yerleşik sanat anlayışını sarsan buluşlarıyla bir araya geldiği , “ Paris Ekolü ” adıyla anılan kuşaktan 20-25 yıl sonra yine Paris ’ te , kendiliğinden oluşan , bir öncekinden bile daha radikal değişimlere imza atmaya başlamış bir grup sanatçı “ Yeni Paris Ekolü ” olarak sınıflandırılır . Bu ressamlar arasında Nejad Devrim ’ in yanı sıra Türkiye ’ den Avni Arbaş , Hakkı Anlı , Selim Turan ve Mübin Orhon da yer alır . II . Dünya Savaşı sonrası yaralarını sarmaya çalışan Paris ’ in , 1960 ’ lardan itibaren New York ’ a devredeceği sanat başkenti unvanına yakışır biçimde plastik sanatlarda pek çok yenilik İkinci Paris Ekolünün başrolde olduğu sanatçıların çalışmalarıyla ortaya çıkar .
36