TED Meşale Dergisi 35. Sayı | Page 53

Türkiye ’ de dönüşüm ve ilerleme hareketleri , dünyada pek örneğine rastlanmayan bir süreç izler . Geri kalmanın temel faktörünün askerî başarısızlık olduğu düşüncesiyle başlayan yeniliklerin odak noktasında ordu yer alır . Silahların modernizasyonu ile subayların yetiştirilmesi Osmanlı Devleti ’ nin önceliği hâline gelir . Bu süreçte daha önce örneği olmayan askerî okulların eğitim hayatına başlaması , Türkiye tarihi açısından bir dönüm noktasıdır . Çünkü bu okullar yalnızca savaşları idare edecek komutanlar yetiştirmeyecek , Türkiye ’ de yeni bir aydın sınıfının doğmasına zemin hazırlayacaktır . Kurtuluş Savaşı ’ nın lider kadrosunu mezun eden bu okullar , aynı zamanda Cumhuriyet döneminde yetişecek ilk kuşak sanatçı ve bilim insanlarının hocalarını bünyelerinden çıkarır . hâline gelen isimler Şeker Ahmet Paşa , Süleyman Seyyid , Hüseyin Zekai Paşa , Halil Paşa ve Hoca Ali Rıza Bey ’ dir . Ayrıca aynı dönemde resme başlayan , Türk müzeciliğinin de kurucusu olan Osman Hamdi Bey de resim sanatımızın ilk sivil öncüsü olarak tarihte yerini alır . Bu ressamların yetişmesinde yine bir asker olan , aynı zamanda saray yaverliğini yürüten Osman Nuri Paşa ’ nın resme yetenekli öğrencileri saptamasının da önemli bir rolü bulunur .
III . Selim döneminde ( 1789-1807 ) biri kara kuvvetleri , diğeri deniz kuvvetleri için mühendis yetiştirmek üzere kurulan Mühendishane-i Berri Hümayun ile Mühendishane-i Bahri Hümayun ’ un müfredatına dâhil edilen resim dersleri Türkiye ’ de Batılı anlamda resmin eğitim hayatına girişinin ilk örneğidir . Daha çok askerî haritalar çizmek amacıyla başlayan dersler , kısa süre içinde Osmanlı ’ nın ilk ressamlarının yetişmesinin önünü açar . Bu okullarda öğrenim hayatına başlayan isimlerden bir bölümü resim eğitimi almak üzere yurt dışına gönderilir . Türkiye ’ de çağdaş anlamda resim sanatı bu askerlerle başlar . 1833 yılında Sanayi-i Nefise Mektebinin ( günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ), 1909 ’ da Osmanlı Ressamlar Cemiyetinin kurulmasıyla Türk topraklarında resim sanatı yaygınlaşacak , 1830 ’ lu yıllardan itibaren başlayan yurt dışına burslu öğrenci gönderme uygulaması 1908 yılında ilan edilen II . Meşrutiyet ’ le daha da geliştirilerek sanatçıların bilgi ve görgüsünü artırma çabaları sürecektir . Avrupa ’ ya sanat eğitimine gönderilen , burada edindikleri bilgileri yetenekleriyle birleştirerek modern Türk resminin kurucuları
Şeker Ahmet Paşa
Asıl adı Ahmet Ali olan Şeker Ahmet Paşa 1841 yılında İstanbul ’ da dünyaya gelir . Tıbbiye Mektebinde başladığı yükseköğrenimini Harbiye Mektebinde tamamlayarak teğmen rütbesiyle orduya katılır . Askerî okulda aldığı resim derslerinde gösterdiği başarıyla son sınıftayken resim öğretmeni yardımcısı olarak görevlendirilir . Ardından Sultan Abdülaziz tarafından resim eğitimi almak üzere Paris ’ e gönderilir . Ahmet Paşa ’ nın Paris yılları ( 1864- 1871 ), Avrupa ’ da sanat alanında önemli değişimlerin yaşandığı bir döneme denk gelir . Edgar Degas , Édouard Manet , Claude Monet gibi izlenimci ressamlar ile neo-klasik okulun temsilcileri Gustave Boulanger ve Jean- Léon Gérôme gibi sanatçıların etkin olduğu Paris sanat ortamı genç Ahmet Ali ’ nin resim görüşünü derinden etkiler . Okulda aldığı figür çalışmalarından uzak , hacimlerin , gölgeleme ve derinliğin , önemli ölçüde de perspektifin ön planda olduğu eğitimin aksine burada
51