TED Meşale Dergisi 35. Sayı | Page 49

Küçük Prens , Fransız yazar Antoine de Saint Exupery ’ nin küçük romanı . Yazar , romanı çok sevdiği bir dostuna , Leon Wérth ’ e , adamak istemişse de çocuklara geniş bir ufuk açarken büyüklerin dünyasından da çocukluklarına ufak bir pencere aralamak için “ Küçüklüğündeki Leon Wérth ’ e ” ithafıyla başlamış yazmaya . ayırmanın önemini , dikene karşın gülü sevebilmeyi öne çıkarır . Baobapların ise tohum hâlindeyken gülden ayırt edilemeyeceğini , ancak filizlenir filizlenmez baobap olduğu anlaşılamazsa , kök salıp büyüyeceğini ve başa çıkılamaz hâle geleceğini söyler .
Çocukluğunda çizdiği resimler , büyüklere birkaç numara büyük gelince resim çizmekten vazgeçip pilotluğu seçmiş birinin , belki de yazarın ta kendisinin , Sahra Çölü ’ nde uçağının arızalanması sonucu hayatımıza giriyor Küçük Prens . Çölde karşılaştığı pilota sorular soruyor , çocukça sorular . Böylece başlıyorlar geçtiğimiz yüzyılın dünyasında yaşanan ve en önemli nedeni “ büyüdüğümüzü sanmak ” olan sorunların ortaya döküldüğü sohbetlerine .
Çevresinde gördüğü her şeyle ilgili durmadan sorular soran Küçük Prens ’ in nereden geldiğini , daha önce neler gördüğünü öğrenmeye çalışır pilot . Sonunda onun Asteroit B-612 adlı mini gezegenden yola çıktığını öğrenir . Asteroit B-612 1909 yılında bir Türk gökbilimci tarafından keşfedilir . Ancak bilim insanının giydiği kıyafetler Avrupalı meslektaşlarınınkine benzemediği için bu keşif ciddiye alınmaz . Türkiye ’ de cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşen kılık kıyafet devriminden sonra aynı gökbilimci bu kez batı tarzı giysiler içinde keşfini sunar . Ancak o zaman ciddiye alınır . Yazar , “ Yetişkinler böyledir işte ” diyerek çocukların duru , saf bakışıyla kavradığı pek çok hakikati büyüklerin nasıl ıskaladığının altını çizer .
Küçük Prens ise önce kendi gezegenindeki güzelliklerin ve sıkıntıların muhasebesini yaptıktan sonra bilgisini artırmak için komşu gezegenleri gezmeye başlar . Dünyamıza gelene kadar uğradığı gezegenlerde gördüklerini anlatır yazara . Gülden ve baobaplardan söz eder kendi gezegenini anlatırken . Bir tek gülü , bütün güllerden
Her insan bir dünya
Çocuk gözüyle kocaman dünyamızı , dünyamızın içindeki çeşit çeşit kişi ve olguyu naifçe irdeleyen bir yol arkadaşı olur Küçük Prens pilot için . “ Pembe tuğladan güzel bir ev gördüm , pencerelerinde sardunyalar , damında güvercinler vardı …” denildiğinde , o evi gözünde canlandıramayan , ancak fiyatını öğrendikten sonra hakkında yorum yapabilen “ büyük ” lerin yanında hep “ küçük ” kalacaktır . O büyükler , en sonunda adlarımızı da yutacak olan numaralara boğmaktalar bizi . Her birimize özgü , tekilliğimizi vurgulayan adlarımıza sahip çıkabileceğimizi gösteren küçük bir ışığı da bizden esirgemez Prensimiz .
Küçük Prens , kendi küçük gezegenlerine gömülen insanların saçmalamaktan , yararsız ve hatta zararlı işler yapmaktan geri duramayacağı gerçeğiyle yüz yüze gelebilmek gibi büyük bir yükün altına sokar kendini . Okuyucuya belli başlı insan tiplerini göstererek düştükleri hataları irdeler . Uğradığı altı gezegende gördüğü ilginç tipleri anlatır yazara .
İlk gezegende bir kralla karşılaşır . Uyruğu olmayan , gezegende tek başına olduğu hâlde olmuş bitmiş şeyler üstüne buyruk verip
47