Hem insanoğlunun hem de bitki ve hayvan türlerinin varlığını sürdürebilmesi için en önemli ihtiyaç sudur . Su kaynakları açısından önemli rezervuar görevi gören göller , doğal güzellikleriyle de insanoğlu için vazgeçilmezdir . Ülkemizin de içme ve kullanma suyu varlığının büyük çoğunluğunu doğal göller oluşturuyor . Ancak yanlış sulama yöntemleri , kuraklık ve değişen yağış rejimi sebebiyle göllerimiz sularını kaybediyor , ülkemiz coğrafyası giderek kahverengileşiyor . Neredeyse tüm göl alanlarımız kirlilik nedeniyle doğal dokusunu kaybetmiş durumda . Göllerimizde su miktarıyla beraber su kalitesi de azalıyor , biyolojik çeşitlilik tehdit altına giriyor , doğal döngü hızla bozuluyor .
Gölü , 184 metre derinliğiyle Türkiye ’ nin en derin üçüncü gölüdür . Magnezyum yönünden çok zengin bir yapıda olan gölün kumu , beyaz renklidir . Salda ’ da oluşan hidromanyezit içerikli stromatolitler ile Mars ’ taki karbonat içerikli kayaçlar arasındaki benzerliklerin NASA ’ nın da dikkatini çektiği güncel yayın organlarında yer almaktadır . Ekolojik olarak benzersiz bir göl olması Salda ’ nın titizlikle korunmasını zorunlu kılmaktadır . Belli mevsimlerde bazı kuş türleri için önemli bir göç ve duraklama yeri olan Salda Gölü bugün maalesef kuruma tehlikesiyle karşı karşıya . Gölü besleyen su kaynaklarına yapılan insan etkisi , tarımsal faaliyetler , yanlış su kullanımı , yapılaşma ve turizm faaliyetleri gibi birçok etken Salda Gölü ’ ne zarar veriyor . Son dönemde yağışlarda yaşanan muazzam azalmayı da ekleyecek olursak Salda ’ da ciddi bir tehlike alarm veriyor .
��������
Burdur-Isparta-Antalya-Denizli sınırları içinde bir zamanlar 36 göl vardı . Son 30 yılda burada sadece 16 göl kaldı .
Gelin bazı göllerimize bir de bu gözle bakalım …
����������
Burdur ’ un Yeşilova ilçesinde yer alan 44 kilometrekare alana sahip Salda
Van ’ ın Tatvan ilçesinde bulunan ve 3.713 kilometrekare yüzölçümü ile ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü , dünyanın en büyük sodalı gölü özelliğine de sahiptir . Çok sayıda koya ve Adır , Akdamar , Kuş ve Çarpanak adlı dört adaya ev sahipliği yapan Van Gölü kapalı bir göldür . Yani dışarıya herhangi bir su akıntısı olmadığı gibi dışarıdan da Van Gölü ’ ne herhangi bir su akıntısı yoktur . Gölün su girdisi , tamamen kışın yağan karın yazın erimesi ve sonbahar-ilkbahar yağmurlarıyla gerçekleşiyor . Ancak özellikle geçen yılda , Van ve çevresi en kurak dönemini yaşıyor . Bölgedeki yağışlar neredeyse yarı yarıya
51