TED Meşale Dergisi 32. Sayı | Page 20

Kitsch ’ in Ortaya Çıkışı
Zevk Meselesi sergisi , öncelikle 19 . yüzyıl Almanya ’ sında ortaya çıkan ve günümüze dek anlamı değişikliğe uğrayan ‘ kitsch ’ tanımını sorguluyor . Peki , kitsch nedir ?
Longman İngilizce-Türkçe sözlüğünde kitsch ’ in tanımı , “ Uyduruk sanat eseri ; ucuz edebiyat ; sanat eseri gibi ortaya sürülen , fakat saçma , gülünç veya değersiz olarak kabul edilen süslü eşyalar , edebiyat yazıları , vb .” olarak yapılmaktadır . Almanca-Türkçe sözlük ise kitsch ’ i “ İlkel araçlarla ve yollardan duyguları harekete geçirmek isteyen sözde sanat eseri ; sanat değeri olmayan değersiz eser , bayağı şey , zevksizlik ” olarak tanımlamaktadır .
Fransız düşünür ve sosyolog Baudrillard ’ ın dediği gibi toplumlardaki kitsch tıpkı kanserli hücrenin vücuda metastaz yapması gibi yayılarak çoğalmaktadır . Alman felsefeci ve sanat teorisyeni Theodor Adorno ise kitsch ’ i “ Her fırsatta öne çıkmak üzere sanatta pusuya yatar . O bütün sanata katıştırılmış bir zehirdir ." diye tanımlar . Gerçekten de kitsch yüzde yüz tüketime dönük sanattan öte bir şey değildir .

Kitsch ’ in Ortaya Çıkışı

Kitsch bir akım olarak başlamadı . Onu kimse icat etmedi . Toplum ve kültür kitsch ’ i yarattı . Genelde resimde karşımıza çıkmakla beraber edebiyat , müzik , mimarlık , fotoğraf , giyim vs . her dalda kitsch olabilir . Tüm nesneleri ya da temaları kapsayabilir . Örneğin gözü yaşlı çocuklar , televizyonun üzerine konulan dantel örtüler , arabaların arka camına iliştirilen örgüden karpuz süsler , kış günü stüdyoda çektirilen , arkaya Photoshop ’ la yerleştirilen palmiyeli plajın yer aldığı ve çiftlerin birbirine aşkla baktığı fotoğraflar , takside ön konsoldaki hareketli sevimli köpek kafası vs .
Fransız Devrimi ’ yle birlikte yaşanan sınıfsal değişimler ve dünyayı ele geçiren özgürlük ve eşitlik gibi kavramlar sanat dünyasında da yer bulur . Matbaanın icadı ile halk ve yüksek sınıflar arasındaki kültür farkı azalmış , okuma yazma alışkanlığının yaygınlaşması kitlelerin kendi beğenileri doğrultusunda eserler talep etmesine ve " halk zevki " kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur . Hâlbuki öncesindeki yüzyıllar boyunca Batı ’ da okuma yazma bilmek ve sanatla ilişki kurmak toplumun yalnızca bazı kesimlerinin tecrübe edebildiği bir seviyedir . Fransız Devrimi ’ nden sonra zenginleşen orta sınıf , sanatçılardan eserler talep etmeye başlar . Çoğunluğu eğitimsiz bireylerden oluşan bu sınıfın beğenisi , “ yüksek kültür ” özellikleri taşıyan sanat ve estetik değerlerinin erozyona uğramasına yol açar . Yeni durumdan rahatsız olan bazı sanatçılar ve eğitimli üst sınıflar , sanatın toplumun bu alt kesiminin beğeni düzeyinden uzaklaştırılması gerektiğini savunur . Sanatın daha soyut şekilde ele
19