“ Sanat gördüğüm, yaşadığım olumsuz şeylerden kurtulmak için bir araçtı, bir yoldu, yöntemdi ve kurtuluştu. Bu yüzden sürekli çizdim, boyadım ve yazdım”( Monro, 2012: 79)
1929’ da Japonya’ da, dört çocuklu, ortaüst sınıf bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir. Daha 10 yaşındayken bile sanatla ilgili her şeye meraklıdır. Resme, kırmızı puantiye ve ağ çizimleriyle başlar. Puantiyeleri çok kullanmasının nedenini Heartney şöyle anlatıyor:“ Çocukluğundan itibaren başlayan mental bozuklukları onun halüsinasyon olarak her yerde çiçekler, ağlar, ama ağırlıklı olarak noktalar görmesine sebep olmuş ve Kusama için her şey bu noktada başlamıştır.”( Heartney, 2008: 196) Acılarıyla ve korkularıyla savaşmak zorunda kalan Kusama onları yenebilmek için sanata sığınır. Bol bol resim çizmeye başlar ve sanatın her dalını dener.
Japonya’ da açmıştır. Ülkesindeki sanat ortamını yeterli bulmayıp daha yaratıcı olabilmek ve özgürce çalışabilmek için 1958’ de New York’ a taşınmıştır. Amerika o dönem sanatın merkezidir. O dönemlerde moda olan“ avant-garde” sanat ortamından etkilenmiştir. 1959 yılında New York Brata Galeri’ de ilk kişisel sergisini açmıştır. İlk solo sergisinin adı“ Obsessional Monochrome” yani Takıntılı Monokrom’ dur. Onun akabinde happeningler, festivaller ve workshoplar düzenlemiş, tüm etkinliklerinde beneklerini( polka dots) kullanmıştır.
Japonya’ nın ünlü The Praemium Imperiale ödülünün verildiği tek kadın olan Kusama’ nın ilk ciddi çalışmalarından biri olan çocuklar için tasarladığı“ Silinmişlik Odası” onu adeta bir fenomen haline getirmiştir. Kusama renkli yüzeyler üzerinde puantiye ile cilt gibi bir yüzey oluşturur. Balkabağını, ızgara ve küre formlarını, çizgili dalga motiflerini tekrar ederek kullanır. Kullandığı parlak, parıltılı ve metalik renkler insanların ilgisini çeker.
Resim, enstalasyon, happening, edebiyat, sinema dâhil birçok sanat disiplininde eserler ortaya koymuştur.
II. Dünya Savaşı’ ndan sonra Japonya’ daki ekonomik ve siyasi sıkıntılar Kusama’ yı derinden etkilemiştir. Kyoto’ da geleneksel Nihonga( Japon tarzı) resim eğitimi almıştır ve ilk sergisini 1952 yılında
Eserleri feminizm, minimalizm, sürrealizm, pop art ve soyut ekspresyonizm akımları içinde değerlendiriliyor.
41