TED Meşale Dergisi 31.Sayı | Page 66

dayalı dayatmacı çözümler, bilinçli tüketimin getireceği avantajları tam sağlamasa da çevresel faydaları ve bu bilincin kazanılmasında oynayabilecekleri rol açısından çok değerli.
İnsanoğlu Kötü Gidişatı Durdurabilecek mi?
Avrupa Parlamentosunun aldığı 2021 yılı itibariyle tek kullanımlık plastik çatal, bıçak, poşet, kulak pamuğu, plastik yiyecek ve içecek kutularıyla pipetler gibi pek çok ürünün yasaklanması ve plastik şişelerin de 2029 yılına kadar % 90 oranında geri dönüştürülmesi kararları bir diğer olumlu gelişme. Her ne kadar Avrupa’ nın çevre sorunlarına katkısı Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere kıyasla sınırlı olsa da bu karar ilk olması bakımından kritik öneme sahip. Bu olumlu yönelimlerin diğer ülkelere de yayılarak sürmesi ve kullan-at kültürünün toplumlardaki bilinçlenme ile zayıflaması çevresel sorunlarla baş edebilmemizin en önemli adımlarından biri olacak. Umarım çok geç olmadan başarabiliriz.
Bilinç düzeyimizin yükselmesi ile tüketim odaklı yaşamaktan kurtulabilirsek hayatımızda oluşacak boşluğu nasıl dolduracağımız da bir başka sorunsal. Bu konudaki yardımcımız da deneyimler olacak. Zira deneyimler eşyalardan daha uzun süreli mutluluk sağlıyor. Hızla akıp giden hayatta bunun farkına
varamayabiliyoruz. Oysa bir an durup kendimize beş yıl önce bizi neyin mutlu ettiğini sorduğumuzda alacağımız cevap çok büyük olasılıkla deneyimlerimizle ilgili olacaktır. Buna karşın hemen hiç kimse o yıl aldığı bir ayakkabıyı ya da çantayı mutluluk kaynağı olarak hatırlamayacaktır.
Giderek daha çok insan bu olgunun farkına varıyor ve hayatlarını yavaş yavaş da olsa bu doğrultuda sürdürmeye başlıyor. Bu değişimle birlikte maddiyatla kazanılan statü, kimlik ya da hayatın anlamı gibi kavramlar yerini deneyimler üzerine kurulan düzene bırakacak. Yaşanacak bu zihniyet değişimiyle değerler sistemi baştan kurgulanacak. Böyle bir dünyada daha az çevre sorunumuzun olması kuvvetle muhtemel. Ancak elbette deneyimler de tüketimden tamamen bağımsız değildir. Seyahate çıkmak, yamaç paraşütü yapmak, seramik atölyelerine katılmak ya da kayak yapmak... Deneyimimiz ne olursa olsun az ya da çok karbon izi başta olmak üzere dünyamıza olumsuz etkileri olacaktır. Ancak bu olumsuz etkiler her halükârda tüketim kültürünün etkileriyle karşılaştırılamayacak düzeyde hafiftir.
Yazıyı Nesneler Sistemi kitabının yazarı Jean Baudrillard’ dan çok anlamlı bir saptama ile bitirelim.
“ Tüketim toplumunda tüketimin kendisi bizatihi bir gereksinim haline gelmiştir. İnsan artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor.”
Referans: Nasıl Bir Gelecek?
32