TED Meşale Dergisi 31.Sayı | Page 50

bir dille işlemeye çalışmıştır . O dönem edebiyat çevreleriyle yakın ilişkiler kurmuş , daha çok toplumcu gerçekçi köy romanlarının yazıldığı bir dönemde bireyi anlatan ; onun kendisiyle , çevresiyle olan ilişkilerini sorgulayan , bireyin iç dünyasını konu edinen metinler yazmıştır . Türk edebiyatında Halit Ziya Uşaklıgil ve Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilk nüvelerini veren kendi toplumuyla hesaplaşma fikri , Oğuz Atay ile farklı bir boyut kazanmıştır . Eserlerinin çoğunda öne çıkan “ mizah ” ve “ oyun ” Atay ’ ın meselesiyle başa çıkmasında başat roller üstlenmiştir . Oğuz Atay karakterlerinin ortak noktası toplumdan uzaklaşmalarıdır . ulaşacağını bilemeyen karakterlerin zihin bulanıklıklarına odaklanır Atay . Yılgınlığa düşen karakterler çareyi uzaklaşmakta , oyunlarda bulur . Tüm karakterler Türk aydınının parodisini sunar bizlere . Burada özellikle Beyaz Mantolu Adam öyküsüne değinmek gerekir . Öykü , Atay edebiyatının tüm özelliklerini taşımakla birlikte yabancılık hissini güçlü bir şekilde yansıtmaktadır . Kadın paltosu giymiş adamı sırasıyla dilenci , turist , aklını yitirmiş bir meczup olarak görür halk . Hikâyenin sonunda denizde kaybolan karakter , bize Atay ’ ın meselesini edebî dehasıyla nasıl gözler önüne serdiğini gösterir . Çoğu romanda karakterlerin ağzından duyduğumuzu bu sefer Atay ’ ın gözünden , uzaktan izleriz . “ Beyaz mantolu adam ” konuşmuyordur , bu durum Atay ’ ın geveze diye tabir edebileceğimiz diğer karakterleri düşünüldüğünde sıra dışıdır . Yabancılaşma artık gelebileceği son noktadadır .
Tutunamayanlar ’ ın Selim Işık ve Turgut Özben ’ i , Tehlikeli Oyunlar ’ ın Hikmet Benol ’ u , Oyunlarla Yaşayanlar ’ ın Coşkun Ermiş ’ i ve Beyaz Mantolu Adam ’ ı toplumun dışında konumlanmış karakterlerdir . Kendilerini okumuş , bir nevi aydın gören karakterler toplumla uyuşamazlar , halkla aralarında aşamayacakları bir uçurum vardır . Öte yandan coşkuyla sevdikleri halkla iletişim kuramamaktan da muzdariptirler . Batı ’ yı açıkça gören , anlayan fakat oraya nasıl
Yazdığı romanlar bireyin topluma yabancılaşmasını ancak daha çok , aydın bireyin toplum karşısındaki çıkmazlarını konu almaktadır . Oğuz Atay bu karmaşadan , karşıtlıkların birlikteliğinden kurtulmanın , daha doğrusu bununla baş etmenin yolunu oyunlarda bulmuş , yazdığı metinlerin çoğunda “ oyun ” kavramını gerçekle baş etmenin bir aracı olarak kullanmıştır . Tutunamayanlar ’ ın Turgut ’ u , Tehlikeli Oyunlar ’ ın Hikmet ’ i ve Oyunlarla Yaşayanlar ’ ın Coşkun ’ u oyunlara sarılan kurmaca kişiliklerdir . Bu metinlerin hemen hepsinde oyun ve gerçek iç içedir , aralarındaki çizgi çoğu zaman belirsizdir . Yıldız Ecevit , bu üç metnin bir üçleme , birbirlerinin devamı metinler olduğunu söylemektedir . Oyunlarla Yaşayanlar tek başına anlamlı , meselesini açıkça ortaya koyan bir metindir ancak Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar ile düşünüldüğünde bir üçlemenin son parçasını oluşturur .
24