TED Meşale Dergisi 31.Sayı | Page 31

İnsanlık tarihini ve bugün geldiğimiz yeri ele aldığımızda hemen herkesin hemfikir olacağı nokta özellikle pozitif bilimler bakımından müthiş bir ilerleme kaydetmiş olduğumuzdur . İlk dönemlerde hayvanların evcilleştirilmesi , tarıma ve dolayısıyla yerleşik hayata geçiş , tekerleğin , yazının ve rakamların bulunuşu gibi devrim niteliğindeki gelişmeler binlerce yıl gibi görece uzun bir zaman diliminde gerçekleşti . Zamanla tarımda artan verimliliğe paralel oluşan üretim fazlasıyla beraber bilimle uğraşma imkânı bulan insanlar da çoğaldı . Buna bir de iletişim olanaklarının gelişmesi eklendiğinde bilimin ilerleme hızı katlanarak arttı . Bu gelişimin hızını tarihte hiç olmadığı kadar yükseltense şüphesiz Sanayi Devrimi ’ ydi . Günümüzde de bilgi birikimi ve bu birikimin insana sundukları daha önce hiç görülmemiş bir hızla artmaya devam ediyor . Çok değil daha otuz yıl önce bilgisayarlar evlere girmeye başladı . Yirmi yıl önce internet yaygınlaştı . İlk iPhone tanıtımı bundan on üç yıl önce yapıldı . Yani neredeyse her on yılda bir yaşamlarımız ciddi ölçüde değişir hâle geldi . Bu sürenin yakın gelecekte daha da kısalacağını öngörmek çok da zor değil . Bugün geldiğimiz noktada bilgi çağının , başlayalı belki de çeyrek asır olmasına rağmen , yerini “ deneyim çağı ” diye nitelendirilen yepyeni bir döneme bıraktığını düşünenlerin sayısı hızla artıyor .
Dünyadaki hâkimiyetini günden güne güçlendirip yukarıda bahsettiğimiz gelişmelere imza atan türümüzün tek yaptığı bunlardan ibaret olmadı . Maalesef dünyamıza hem geri döndürülmesi zor ya da imkânsız ve de geleceğimizi tehdit eder nitelikte etkilerimiz oldu . Tarım faaliyetleri başta olmak üzere farklı nedenlerle ormanlarımızı büyük bir hızla tükettik . Endüstriyel atıklarla ve tarım kimyasallarıyla temiz su kaynaklarını kirlettik . Bugün okyanuslarda plastik atıklarımızın oluşturduğu devasa adacıklar bulunuyor . Her dakika 1 milyon pet şişeli su tükettiğimizi ve yılda 5 trilyonu aşkın poşet kullandığımızı göz önüne alırsak yaşanabilir bir gelecekten bahsetmemiz güç . Böyle giderse deniz canlılarının da büyük bölümünü yok edeceğiz ve tüm ekosistemin dengesini sarsarak kendi yaşamımızı tehlikeye atmış olacağız .
Küresel ısınma ise belki de yarattığımız en büyük problem . Yüksek miktarda fosil yakıt kullanımının bir sonucu olarak ortaya çıkan küresel ısınma , çölleşmeden deniz seviyesinde yaşanan yükselmelere , buzulların erimesinden deniz asitlenmesine kadar pek çok soruna sebep oluyor . İmzalanan geniş katılımlı Kyoto Protokolü bile kayda değer bir ilerleme sağlayamadı .
29