TED Meşale Dergisi 30.Sayı | Page 39

değiştirdiğini söylüyor. Neolitik Çağ’a yaklaştıkça yabani bitkilerin yetiştiği çayırların hayvanlardan korunması için çit benzeri korunaklarla çevrildiği düşünülüyor. Henüz tohumdan ürün elde etme sürecini keşfetmemiş insanoğlunun yerleşikliğe attığı ilk adım sayılabilecek bu yaklaşımı takip eden tarıma geçişin “tam olarak” nasıl başladığı ise yalnızca varsayımlarla açıklanabiliyor. göre ilk tohum toprağa bilinçli şekilde ekilmediyse bile atalarımız gözlem sonucu tohumun ürüne dönüşme sürecini tekrar ettirmeyi başardı. Kuşaklar boyu süren denemeler sonucunda tüketilen besinin tohumundan en verimli şekilde yeni ürün elde etmenin yolları bulundu. Kurutularak taşınması kolay tahılların besleyiciliğini ve avlanmaya oranla tehlikesizliğini keşfeden Paleolitik Çağ insanının nasıl olup da bu bitkileri evcilleştirdiği hakkındaki kabullerin başında, rastlantı ile zekânın eşit derecede rol oynadığı senaryo geliyor. 120 bin yıl önce çevre koşullarının uygun olduğu bilinen “Bereketli Hilal”, Orta Amerika ve Doğu Asya’da tahıl ve baklagillerin evcilleştirildiği görüşü -en azından şimdilik- en güncel bilgi niteliğinde. Hangi bölge insanının tohum ıslahını daha önce gerçekleştirdiği veya hangi formülle topraktan ürün elde etmenin sistematiğe bağlandığı ise gizemini koruyor. Bu noktada Tarım Devrimi’nin hayvan evcilleştirme başta bir dizi gelişmeyle paralel ilerlediğini, her bölgede ihtiyaçların belirlediği yönde ve hızda gerçekleştiğini unutmamak gerek. Alet yapmakta ustalaşan, barınak sorununu belli ölçüde gideren insanlığın ihtiyaçlarını daha az zahmetle gidermeye yöneldiğinin altını çizen araştırmalara Günümüzde çok sayıda makinenin yardımıyla, bilimsel verilerin ışığında yürütülen tarım etkinliğinin özünde hiç değişmediği ortadadır. Yani topraktan elde ettiğimiz besin maddelerinin soframıza gelme süreci 120 bin yıldır neredeyse tıpatıp aynı. Bu uzun zaman diliminde değişen hemen her şey ise tam olarak bu sürecin yönetilmesinin keşfine dayanıyor. 38