TED Meşale Dergisi 29. Sayı | Page 52

SAĞLIK İLAÇ GİBİ BAKTERİ: Vücudumuzda yaklaşık 100 trilyona yakın bakteri var ve bu bakterilerin toplam ağırlıkları bir buçuk kiloyu buluyor. Yoğun olarak kalın bağırsaklarda yaşayan probiyotik bakteriler vücudumuz için pek çok faydalı etkiye sahip. Sağlığı tehdit eden zararlı bakterilerin bağırsağa yerleşmesini önleyen ve ömrü uzatıcı etkiler taşıyan probiyotiklerin keşfi 100 yıl öncesine dayanıyor. Ancak kavramın popülerleşmesi son 15 yılda gerçekleşmiş ve probiyotik ürünler inanılmaz şekilde büyüyen bir pazar oluşturmuştur. Peki probiyotik nedir? Ağız yoluyla yeterli miktarda alındığı zaman kişinin sağlığı ve fizyolojisi üzerine pozitif etki yapan, yararlı canlı mikroorganizmalardır. Doğumla birlikte bakteriler bağırsaklara yerleşir ve bebeğin bağırsak florası oluşmaya başlar. İki yaş civarında flora tamamlanır ve özelliklerini yaşam boyu sürdürür. Bu özellikler aynı parmak izi gibi kişiden kişiye farklılık gösterir. Bağırsak florasındaki bakteri çeşitliliği sosyo-ekonomik koşullar ve coğrafi bölgenin beslenme şekline etkisine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Probiyotikler mukozal bütünlük sağlayarak zararlı bakterilerin dokulara geçmesine engel olur ve bağırsaklarda çoğalmasını sınırlar. Bu şekilde probiyotikler vücudu enfeksiyonlardan korur, bağışıklık sisteminin gelişimi ve devamlılığına yardımcı olur. 50 Bağırsaklarımızda flora oluşmamış olsaydı yaşam mümkün olmazdı! Mikrofloranın dengesinde oluşacak bozulma hastalarda şişkinlik, ishal, kabızlık gibi yakınmalar olmakla birlikte birtakım kronik hastalıkların gelişmesinde de yatkınlık oluşturuyor. Özellikle son 50 yılda, gıda teknolojisindeki değişimlerden endüstriyel gıda üretimi ile insanoğlu daha önce tanışık olmadığı birçok kimyasal madde ile tanışmak zorunda kalmıştır. Ayrıca hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve özellikle de gelişigüzel antibiyotik kullanımı ile bağırsak florası birçok zararlı etkene maruz kalmaya başlamıştır. Yeni gıda teknolojileri nedeni ile doğal gıdalardan uzaklaşılmış ve probiyotik fakiri ürünlerle beslenme şekli gün geçtikçe artmıştır. Ayrıca hızlı ve çok sayıda, raf ömrü uzun gıda üretimi teknikleri nedeni ile gıdalardaki yararlı bakteriler ortadan kalkmakta ve yararlı bakterilerden mahrum kalınmaktadır. Son 50 yılda sıklığı artan ve artmaya devam eden alerjik, romatizmal, iltihabi bağırsak ve şeker gibi hastalıkların, sağlıksız gelişen bir bağırsak florası ile ilişkisi olduğunu düşünülmektedir. Bu nedenle sağlıklı ve doğal beslenme şeklini benimsemeli ve gelişigüzel ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Sezaryenle doğan bebekler, antibiyotik kullananlar, anne sütü emmemiş olanlar ve alerjisi olanlar mutlaka probiyotik desteği almalı! Hamilelere probiyotik ürün tüketmeleri önerilmelidir. Neler tüketmeliyiz? Sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmak için mümkün olduğunca geleneksel mutfak kültürüne sahip çıkılması, evde yapılmış yoğurt, tarhana, turşu, peynir gibi gıdaların yeterince tüketilmesi ve probiyotik bakterilerin yaşamlarının devamı için prebiyotiklerden yana zengin gıdalarla beslenilmesi gerekiyor. Başta sebzeler olmak üzere birçok meyve ve tahıl, prebiyotikler açısından oldukça zengindir. Pırasa, soğan, sarımsak, lahana, yer elması, bezelye, nohut, kuru fasulye, mercimek, barbunya, elma, muz, şeftali, karpuz, tam buğday, arpa, çavdar, kuru incir, hurma, kuruyemişler ve tabii ki anne sütü prebiyotik açısından oldukça zengindir. 51