SAĞLIK
İLAÇ GİBİ BAKTERİ:
Vücudumuzda yaklaşık 100 trilyona yakın bakteri var ve bu bakterilerin toplam
ağırlıkları bir buçuk kiloyu buluyor. Yoğun olarak kalın bağırsaklarda yaşayan
probiyotik bakteriler vücudumuz için pek çok faydalı etkiye sahip. Sağlığı
tehdit eden zararlı bakterilerin bağırsağa yerleşmesini önleyen ve ömrü uzatıcı
etkiler taşıyan probiyotiklerin keşfi 100 yıl öncesine dayanıyor. Ancak kavramın
popülerleşmesi son 15 yılda gerçekleşmiş ve probiyotik ürünler inanılmaz
şekilde büyüyen bir pazar oluşturmuştur.
Peki probiyotik nedir?
Ağız yoluyla yeterli miktarda alındığı zaman kişinin sağlığı ve fizyolojisi üzerine
pozitif etki yapan, yararlı canlı mikroorganizmalardır. Doğumla birlikte bakteriler
bağırsaklara yerleşir ve bebeğin bağırsak florası oluşmaya başlar. İki yaş
civarında flora tamamlanır ve özelliklerini yaşam boyu sürdürür. Bu özellikler aynı
parmak izi gibi kişiden kişiye farklılık gösterir.
Bağırsak florasındaki bakteri çeşitliliği sosyo-ekonomik koşullar ve coğrafi
bölgenin beslenme şekline etkisine bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Probiyotikler mukozal bütünlük sağlayarak zararlı bakterilerin dokulara
geçmesine engel olur ve bağırsaklarda çoğalmasını sınırlar. Bu şekilde
probiyotikler vücudu enfeksiyonlardan korur, bağışıklık sisteminin gelişimi ve
devamlılığına yardımcı olur.
50
Bağırsaklarımızda flora oluşmamış
olsaydı yaşam mümkün olmazdı!
Mikrofloranın dengesinde oluşacak
bozulma hastalarda şişkinlik, ishal,
kabızlık gibi yakınmalar olmakla birlikte
birtakım kronik hastalıkların gelişmesinde
de yatkınlık oluşturuyor.
Özellikle son 50 yılda, gıda
teknolojisindeki değişimlerden
endüstriyel gıda üretimi ile insanoğlu
daha önce tanışık olmadığı birçok
kimyasal madde ile tanışmak zorunda
kalmıştır. Ayrıca hastalıkların tedavisinde
kullanılan ilaçlar ve özellikle de
gelişigüzel antibiyotik kullanımı ile
bağırsak florası birçok zararlı etkene
maruz kalmaya başlamıştır. Yeni gıda
teknolojileri nedeni ile doğal gıdalardan
uzaklaşılmış ve probiyotik fakiri ürünlerle
beslenme şekli gün geçtikçe artmıştır.
Ayrıca hızlı ve çok sayıda, raf ömrü
uzun gıda üretimi teknikleri nedeni ile
gıdalardaki yararlı bakteriler ortadan
kalkmakta ve yararlı bakterilerden
mahrum kalınmaktadır. Son 50 yılda
sıklığı artan ve artmaya devam eden
alerjik, romatizmal, iltihabi bağırsak ve
şeker gibi hastalıkların, sağlıksız gelişen
bir bağırsak florası ile ilişkisi olduğunu
düşünülmektedir. Bu nedenle sağlıklı
ve doğal beslenme şeklini benimsemeli
ve gelişigüzel ilaç kullanımından
kaçınılmalıdır.
Sezaryenle doğan
bebekler, antibiyotik
kullananlar, anne sütü
emmemiş olanlar ve
alerjisi olanlar mutlaka
probiyotik desteği almalı!
Hamilelere probiyotik
ürün tüketmeleri
önerilmelidir.
Neler tüketmeliyiz?
Sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmak
için mümkün olduğunca geleneksel
mutfak kültürüne sahip çıkılması, evde
yapılmış yoğurt, tarhana, turşu, peynir
gibi gıdaların yeterince tüketilmesi ve
probiyotik bakterilerin yaşamlarının
devamı için prebiyotiklerden yana zengin
gıdalarla beslenilmesi gerekiyor. Başta
sebzeler olmak üzere birçok meyve ve
tahıl, prebiyotikler açısından oldukça
zengindir. Pırasa, soğan, sarımsak,
lahana, yer elması, bezelye, nohut, kuru
fasulye, mercimek, barbunya, elma, muz,
şeftali, karpuz, tam buğday, arpa, çavdar,
kuru incir, hurma, kuruyemişler ve tabii ki
anne sütü prebiyotik açısından oldukça
zengindir.
51