BİLİM
Tarih boyunca teknolojinin gelişimi ihtiyaçlarla paralel bir seyir izler. Koşulların
zorlamasıyla ortaya çıkan yenilikler insan yaşamını kolaylaştırırken yeni gelişmelerin
de yolunu açar. Teknolojinin hayata hız kazandırdığı, yaşama biçimlerini değiştirdiği
günümüzde ise teknoloji adeta kendi gelişimini kendi yönetiyor, daha fazla
ilerlemek için önünde alan açıyor. Ar-Ge yatırımları, kuluçka merkezleri gibi
kavramlar yarının ihtiyaçlarını öngörerek bugünden çalışmayı ifade eden, son
dönemde adını daha sık duyduğumuz kavramlar. Teknolojinin günümüzdeki
lokomotifi konumundaki dijital altyapı geliştirme konusunda ortaya çıkan yaratıcı
bir çözüm ise giderek yaygınlaşan “hackathon” uygulaması. “Hack” ve “marathon”
sözcüklerinden türetilen hackaton, adından anlaşıldığı gibi bir hack maratonu. Tabii,
buradaki hack bilgisayar korsanlığı anlamında değil, kodlamada kullanılan hızlı
klavye vuruşuna verilen isim.
42
“Hack günü”, “hackfest”, “codefest” gibi
adlarla da anılan hackathon ilk kez 1999
yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde
ortaya çıkar. Hükümetin ihracata ilişkin
şifreli yazışmalarının düzenlemesi
amacıyla 10 geliştiricinin bir araya gelerek
birlikte çözüm üretmesinden yola çıkarak
benzer durumlarda uygulamaya başlayan
hackathon, 2000’lerin ortalarından
itibaren dünya çapında yaygınlık kazanır.
Yeni yazılımlar geliştirmek, inovatif
çözümler üretmek gibi konularda
kurumlar ve şirketler yazılımcılara açık
çağrıda bulunarak özellikle gençleri
bir araya getirir. Verilen tema etrafında
katılımcılar 24 saat boyunca uyumadan,
yemek yerken işlerine ara vermeden
kod yazarak sonuca ulaşmaya çalışır.
Hackathon bazen bir iş bölümünü ifade
edebildiği gibi bazı durumlarda yarışma,
hatta işe giriş sınavı olarak da karşımıza
çıkar. Örneğin bir firma geliştirdiği yeni
yazılımın kodlarını belli sayıda kişiye
bölüştürerek işin hızlıca sonuca ulaşması
için hackathon çağrısında bulunabilir.
Üniversiteler, bilim kurumları, şirketler
yeni bir alanda inovasyon ararken
düzenledikleri hackathonla çok sayıda
ilgiliyi bir araya getirerek özgün çözümler
üretmeyi amaçlayabilir. Özellikle bilişim
sektöründe hizmet veren firmalar işe alım
süreçlerinde adayların yeterliğini test
etmek üzere hackathona başvurabilir.
Hackothon ayrıca firmaların tanınırlığını
artırma ve marka değerini yükseltme
amacıyla düzenlenen etkinlikler arasına
da girmiştir.
Hackathonu diğer iş geliştirme
yarışmalarından ayıran en önemli özellik
zaman sınırlamasıdır. 24 ila 72 saat
arasında düzenlenen etkinliklerde sıradan
çalışma ortamının sağladığı avantajların
hemen hepsi ortadan kalkar. Zihin ve
bedence yorgun katılımcıların hızlarını
yitirmemeleri, işlerine bu koşullar altında
hatasız devam edebilmeleri başarılı
sayılmaları için temel ölçütler arasındadır.
Takım çalışmasının büyük önem taşıdığı
hackathonlarda takımlar farklı yetenek
ve eğilimlere sahip oyunculardan
oluşturulur. Hazırlanan çalışmanın kısa
bir sunumla jüri üyelerini etkilemesi
başarıya ulaşmak için önemli bir adımdır.
Hackathonu düzenleyen kurum ve
oluşturulan jüri de etkinliğin saygınlığını
belirler. Jüri üyeleri alanlarında yetkin,
nesnel değerlendirme becerilerini
kanıtlamış kişilerden seçilir. Adayların
verilen konuyu sunulan kaynaklar
çerçevesinde çözüme ulaştırması
beklenir. Hackathonun sonunda ise
hız, yaratıcılık, veri işleme, hatasızlık
gibi kriterleri göz önünde bulunduran
seçiciler kurulu en başarılı kişi veya
takımı belirler.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi
(NASA) 2012 yılında, belirli bir mekanda
düzenlenen hackathonun sınırlarını
genişleten bir uygulamaya imza attı.
“NASA International Space Apps
Challenge” adıyla sekiz yıldır her yıl bir
hafta sonu, dünyanın dört bir yanındaki
katılımcılarının NASA’nın önerdiği
zorluklara çözüm bulabilecekleri 48
saatlik bir maratona ev sahipliği yapıyor.
Dijital oyunlar, akıllı telefon ve bilgisayar
uygulamaları, videolar, öğretim araçları
ve daha pek çok yeniliğin görücüye
çıktığı organizasyon her geçen yıl
daha fazla insana ulaşıyor. NASA’nın
kodlamacılar, bilim insanları, tasarımcılar,
hikaye anlatıcıları, teknoloji geliştiriciler
43