YEŞİL SAYFALAR
ALTI KITAYA SIĞMAYAN İNSANLIK VE
21. yüzyılla ilgili hangi konu söz konusu olursa olsun teknolojiden bahsetmeden lafa
girmek pek mümkün değil. Günümüzü belirleyen bu kavramın çok kısa zaman dilimi
içinde geçmiştekinden katbekat hızlı ilerlemeler sağladığı ortada. Örneğin bilgiye
erişimimiz 50 yıl öncesine bile oranla çok daha hızlı, ucuz ve rahat; dünyanın herhangi
bir noktasıyla iletişime geçmek zahmetsiz, istediğimiz yere ulaşmak için neredeyse
sayısız alternatifimiz var. Bu gelişmeler eğitimden sağlığa, ekonomiden kültüre her
alanı doğrudan etkiliyor. Ancak teknoloji kullanımı, buna bağlı artan üretim ve tüketim
beraberinde aşılması zor sorunları da getiriyor. Bunların başında doğal kaynakların
tükenmesi, doğadaki döngülerin düzen değiştirmesi, küresel iklim değişikliği gibi
geleceğimizi tehlikeye atan gelişmeler geliyor.
32
Tarih kaynakları her çağda, hemen her
bölgede kitlesel felaketlere yol açan
doğal veya insan eliyle gerçekleştirilmiş
olaylardan söz eder. Bunların arasından
bölgesel niteliktekiler değil, Kavimler
Göçü gibi nüfus hareketlilikleri, veba
gibi salgınlar, Moğol akınları gibi
zamana yayılan savaşlar öne çıkar.
Bunlar ve benzer gelişmeler daha geniş
coğrafyalarda gerçekleşmelerinden
dolayı hem tarihin akışını hem de çok
sayıda insanın yaşamını etkilemiştir.
Son 150 yılda yaşananlardan ise yer
altı, toprak, denizler, okyanus dipleri,
kısacası gezegenimizi oluşturan bütün
unsurlar etkileniyor. Yeryüzünde insan
yaşamı başladığından bu yana, son buzul
çağının son evresini saymazsak ilk kez
tüm ırkımız toptan bir tehlike altında.
Çünkü küreselleşme yalnız ekonomik,
politik, kültürel sonuçlar üretmekle
kalmıyor, bunlar sonucu ortaya çıkan
çevresel etkiler de yaratıyor. Orantısız
biçimde artan dünya nüfusunu beslemek
için orman alanları tahrip edilip tarım
arazileri yaratılarak oksijen kaynaklarımız
azaltılıyor, plansız balıkçılıkla sualtı
yaşamın dengesi değiştiriliyor, üretimde
kullanılan fosil yakıtlarla atmosfere
zararlı gazlar salınıyor... Bunlar en çok
göz önünde olan problemler. Bir de
üzerinde durmadığımız, geçiştirmeyi
tercih ettiğimiz, daha kötüsü görmezden
geldiğimiz bir sorunumuz var: Atıklar...
Artan nüfus, çoğalan üretim, kent
yerleşimlerinin giderek kalabalıklaşması
gibi etmenlerin doğal sonucu olarak
karşı karşıya kaldığımız atık sorunu
çağımıza özgü küresel problemlerin
başında geliyor. Doğada kendi başına yok
olmayan maddelerin günlük hayatta çok
fazla kullanılması, bunlarla işimiz bittikten
sonra denetimsizce çevreye bırakılması
ilk bakışta işin boyutunu anlatmaya
yetmeyebilir. Ancak Pasifik Okyanusu’nun
ortasında 3,4 milyon kilometrekare
genişliğe ve 7 milyon ton ağırlığa sahip
plastik yığınını düşünürsek insanın
ne kadar atık ürettiğini ve bunların
geri dönüştürülmemesi durumunda
gezegenimizi nelerin beklediğini kolayca
anlayabiliriz. Pasifik Okyanusu’ndaki bu
ürkütücü yığın popüler bilimde “Yedinci
Kıta” adıyla anılıyor. Avrupa’nın yaklaşık
10 milyon kilometrekare olduğunu göz
önüne alırsak Yedinci Kıta’nın büyüklüğü
daha somut bir biçimde gözümüzde
belirebilir.
Pasifik Okyanusu’ndaki
3,4 milyon kilometrekare
genişlikte ve 7 milyon
ton ağırlıktaki plastik
yığını “Yedinci Kıta”
olarak adlandırılıyor.
Büyük Pasifik çöp alanı olarak da
adlandırılan Yedinci Kıta ne yazık ki
okyanuslar üzerindeki tek plastik yığını
değil. 1,8 trilyon parça plastik içeren
bu alanın yanı sıra Kuzey Atlantik,
Güney Pasifik, Hint Okyanusu ve Güney
Atlantik’te de günden güne büyüyen
plastik yığınları yer alıyor. Bu çöp alanları
denizlerden, özellikle nehirlerden taşınan
atıklarla oluşuyor. Dünyanın neresinde
olursa olsun denize dökülen bir akarsuya
doğada çözünmeyen bir madde atılması
onu zaman içinde okyanuslardaki
birikintilere ulaştırıyor. Mikroplastik adı
verilen 5 milimetreden küçük plastik
parçalar ise bu atıkların en tehlikeli
sınıfını oluşturuyor. Büyük plastik atıkların
çeşitli etkilerle parçalanmasıyla veya
özellikle kozmetik sektöründe kullanılan,
5 milimetreden küçük üretilmiş parçaların
evsel atıklara karışmasıyla oluşan
mikroplastikler denizel yaşamı tehdit
ediyor. Üstelik sorun yalnızca
33