bilgisi sayesinde Millî Mücadele’nin doğal
önderi olur. Ancak o, başarının tek kişiye
bağlı olmayacağına inanır, özellikle milletin
tamamını ilgilendiren böyle bir konuda
ortak iradenin karar mekanizmasında etkin
olmasına önem verir. İstanbul Hükümeti’nin
işgali kabullenen tavrı karşısında Kurtuluş
Savaşı’nın bu şehirden yönetilemeyeceği
kesinleşince Ankara’da yeni bir meclis
kurulması için çalışmalara başlayan
Mustafa Kemal, yol arkadaşlarıyla birlikte
23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet
Meclisi’nin ilk oturumunu gerçekleştirir.
Vatanı düşman işgalinden kurtaran ve
millete bağımsızlığını kazandıran Millî
Mücadele’yi yönetmesinden dolayı “Gazi
Meclis” olarak da anılan I. Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin ilk oturumu büyük
bir coşkuya sahne olur. Hacı Bayram
Camii’nde kılınan cuma namazının
ardından Ulus’ta toplanan milletvekilleri ile
izleyiciler dualar eşliğinde Meclis’e girer.
Bir bölümü işgal güçlerinden kaçmayı
başaran Son Osmanlı Mebuslar Meclisi
üyelerinden oluşan 115 milletvekilinin
katıldığı oturumun başkanlığını en yaşlı üye
sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Bey üstlenir.
Ertesi gün yapılan toplantıda Ankara
Milletvekili Mustafa Kemal oybirliğiyle,
ona ilerleyen dönemde “Gazi” unvanını,
mareşal rütbesini ve Atatürk soyadını
verecek Meclis’in başkanlığına seçilir.
Atatürk, ulusal egemenlik bilincinin çocuk
yaşta kazanılacak bir erdem olduğu
düşüncesiyle 1929 yılında TBMM’nin açılış
günü 23 Nisan’ı çocuk bayramı ilan eder.
10
Daha sonra Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı adını alan 23 Nisan, 1979’dan
itibaren dünya çocuklarının katılımıyla
kutlanır.
Meclis Binalarımız
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk
oturumunu gerçekleştirdiği Ulus’taki
binanın yapımına 1915 yılında dönemin
Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle
başlanır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin
kulüp binası olmak üzere Mimar Salim
Bey tarafından tasarlanan yapının inşasını
Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşecek Mimar
Hasip Bey denetler. “Ankara taşı” adıyla
da anılan pembe-mor andezit kullanılarak
neoklasik Türk mimari zevkiyle iki katlı inşa
edilen binanın henüz çatısı kapatılmadan
I. Dünya Savaşı sona erer. Atatürk’ün
Ankara’ya gelişinin ardından binanın
Büyük Millet Meclisi’ne dönüştürülmesi
kararlaştırılır.
23 Nisan 1920 - 15 Ekim 1924 tarihleri
arasında I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak kullanılan bina daha sonra
Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve
Hukuk Mektebi olarak hizmet verir. 1952
yılında Maarif Vekaleti’ne (Millî Eğitim
Bakanlığı) devredilen yapının müzeye
dönüştürülme çalışmaları 1957 yılında
başlar. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra
23 Nisan 1961 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Müzesi adıyla ziyarete açılır.
Müze, 1981 yılında Atatürk’ün doğumunun
100. yılını kutlamaları kapsamında restore
edilerek 23 Nisan 1981 tarihinde Kurtuluş
Savaşı Müzesi adıyla yeniden hizmete girer.
II. TBMM binası, Birinci Meclis’le aynı cadde
üzerinde bulunur. Önemli mimarlarımızdan
Vedat Tek tarafından tasarlanan yapının
inşaatına Cumhuriyet Halk Fırkası Genel
Merkezi olarak başlanır. Ancak I. Meclis’in
parlamento çalışmaları için yeterli
olmaması nedeniyle 1924 yılının başlarında
Meclis’in buraya taşınması kararlaştırılır
ve bu binada ilk toplantı 18 Ekim 1924’te
gerçekleştirilir.
Bugün kullanılan TBMM binası 6 Ocak 1961
tarihinde hizmete açılır. Binanın projesi
1937’de düzenlenen bir yarışmayla kabul
edilmiş, eser 1938 yılında Atatürk’ten
onay almıştır. Ancak ülkenin o günkü
ekonomik koşullarında inşaat oldukça
uzun sürmüştür. Binanın mimarı, aralarında
Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Kara Harp Okulu,
Yargıtay gibi genç başkent Ankara’nın
önemli yapılarına da imza atan Prof. Dr.
Clemens Holzmeister’dir.
1926’da büyük bir tadilattan geçirilen II.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesine
kubbeli bir cam sera eklenir. “Kubbeli Sera”
olarak adlandırılan ve günümüzde mevcut
olmayan bu donatının hemen arkasına
1929 yılında “Mebus Kulübü” olarak da
bilinen sosyal tesis inşa edilir. Kubbeli Sera
1930’ların sonunda yıkılmış, 1950’lerde
onun yerine ana binayla bağlantısı bulunan
bir ek bina yapılmıştır. İkinci Meclis Genel
Kurul Salonu’nun iç tasarımında ahşap
işçiliği dikkat çeker. Yakın tarihimizin
dönüm noktaları sayılacak Türk Medeni
Kanunu’nun kabulü (17 Şubat 1926), Türk
Ceza Kanunu’nun kabulü (1 Mart 1926),
laiklik ilkesinin Anayasa’ya eklenmesi (10
Nisan 1928), kadınlara milletvekili seçme ve
seçilme hakkı tanıyan kanunun kabulü (5
Aralık 1934), Hatay’ın anavatana katılması
(7 Temmuz 1939) gibi birçok gelişme bu
çatı altında gerçekleşir. 27 Mayıs 1960
askerî darbesinden sonra kapatılan bina
çeşitli devlet kurumlarına tahsis edildikten
sonra 31 Ekim 1981’de Cumhuriyet
Müzesi’ne dönüştürülür.
TBMM binası estetik ve ihtişamı öne
çıkaran bir tasarıma sahiptir. Özellikle
yan yana sıralanmış beş kapının yer
aldığı giriş bölümü bu bakımdan dikkat
çekicidir. İki yanında yükselen hasır
desenli sütunlarla diğerlerinden ayrılan
ve tam ortada yer alan bronz kapı “Şeref
Girişi” olarak adlandırılır. Binanın bu girişi
yalnızca cumhurbaşkanı ve meclis başkanı
tarafından kullanılır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin en çok bilinen alanı Toplantı
Salonları Bölümü adıyla anılan, Genel Kurul
Salonu ile grup toplantı salonlarını içeren
bölümdür. Ortada Genel Kurul Salonu
yer alır. Bugünkü oturma düzenine 1998
yılında kavuşan salondaki 16 avize Clemens
Holzmeister tarafından tasarlanmıştır.
Tarihte kurulmuş 16 bağımsız Türk devletini
sembolize eden avizeler Bohemya
kristalinden imal edilmiştir.
11