TED Meşale Dergisi 27. Sayı | Page 38

toprak alanlara ve suya ihtiyaç var. Bu ürünlerin yetiştirilmesi sırasında verimi artırmak amacıyla kimyasal gübreler ve tarım ilaçları kullanılabilir. Ancak bu faktörler, biyokütle kaynaklarının üretiminde çevreyle ilgili sorunlara neden olabilir. Mikroalglerin, geleneksel biyokütle kaynaklarıyla ilgili karşılaşılan bu sorunlara çözüm olabileceği düşünülüyor. Mikroalgler karada yaşayan bitkilerden daha hızlı ve yüksek verimle güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürür. En uygun koşullarda mikroalglerden bir metrekare alanda günlük 10-30 gram (bir hektar alandan yılda ortalama 50 ton) biyokütle üretilebilir. Mikroalglerden 1 gram biyokütle üretilirken yaklaşık 2 gram karbondioksit kullanılır. Bu da karbondioksit salınıma bağlı küresel iklim değişikliğiyle mücadelede mikroalglerin önemli bir rol alabileceğine işaret etmektedir. Mikroalgler, açık havuzlarda ya da biyoreaktör ismi verilen yapay ortamlarda yetiştirilebilir. Biyoreaktörlerde mikroalglerin gelişmesi için gerekli sıcaklık, ışık 36 yoğunluğu, karbondioksit ve diğer besin maddelerinin miktarı sürekli kontrol edilir. Açık havuzlar maliyet açısından ekonomik sistemlerdir. Bu sistemlerde çevredeki atık sular kullanılır. Biyoreaktörlerde ise mikroalglerin biyokütle üretme verimliliklerini artırmak için en uygun koşullar oluşturulur. Ancak bu yöntemin maliyeti yüksektir. OMEGA projesi için uygulanabilirlik denemeleri Kaliforniya Santa Cruz Laboratuvarları’nda ve San Francisco Atık Su Arıtma Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Sistemin deniz ortamında kurulması durumunda doğaya ve deniz ortamındaki organizmalara nasıl etkileri olacağını araştırmak içinse Monterey Körfezi’nde çalışmalar yapıldı. OMEGA Projesi (Offshore Membrane Enclosures for Growing Algae) Bir biyokütle kaynağı olarak mikroalglerin verimli bir enerji kaynağı olabilmesi için yetiştirme, biyoyakıt elde etme ve biyoyakıtların enerjiye dönüşmesi süreçlerindeki toplam maliyet ve enerji verimlilik değerlerinin fosil yakıtlarla rekabet edebilecek düzeyde olması gerekiyor. Günümüzde yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar henüz bu değerlere ulaşılamadığını gösteriyor. Ancak mikroalglerin enerji verimliliği yüksek bir biyokütle kaynağı olarak kullanabilmesi için bilim insanları farklı mikroalg türleri ve farklı üretim süreçleri üzerinde araştırmalar yapmaya devam ediyor. Bu araştırmalardan biri ve belki de en başarılısı OMEGA Projesi. NASA Ames Araştırma Merkezi’nde yürütülen projede bilim insanları, mikroalgleri kullanarak karbon açısından nötr enerji kaynakları ile ilgili olumlu sonuçlar elde edip hayli etkili sayılabilecek bir sistem ortaya koydular. Sistem dahilinde küçük ölçekte mikroalg yetiştirildi ve atık sular temizlendi. Projenin bundan sonraki hedefi ise kıyı bölgelerinde daha büyük ölçekli bir sistem kurularak San Francisco’nun atık sularıyla biyoyakıt üretilmesi olacak. OMEGA sistemi, NASA’nın uzun süreli uzay keşifleri için üzerinde çalıştığı “kapalı hayat destek sistemi” ile de uyumlu. Bu sistem, uzay yolculukları sırasında oluşan atıkların değerlendirilerek, yaşamı devam ettirmek için gerekli olan ürünlerin sürekli bir geri dönüşümle elde edilmesine dayanıyor. 37