TED Meşale Dergisi 27. Sayı | Page 36

YEŞİL SAYFALAR Yeşil Enerji DevriminE DOĞRU: Yapılan çalışmalar mikroalglerin; enerji üretiminde, insan gıdalarında, hayvan yemlerinde, kozmetiklerde ve hatta plastiklerde bile kullanılabildiğini gösteriyor. Ama belki de en önemli özelliği, verimli topraklara bağımlı olmadan yüksek tarımsal üretim potansiyeline sahip doğal bir kaynak olması. Mikroalgler, çok küçük su bitkileridir; ancak mikroskop altında görülebilirler. Biyosferimizin hemen hemen tüm ekolojilerinde bulunan organizmalardır. Hücreleri içinde çeşitli yağları, proteinleri, antioksidanları ve vitaminleri barındırırlar. 34 Görünmeyen Ormanlar Atmosferdeki oksijenin yarısını üreten mikroalgler yeryüzünün her yerinde bulunabilirler. Fakat %70’nin asıl yayılım alanı sulardır. Okyanuslarda, nehirlerde, buzla kaplı alanlarda, 70 o C veya daha yüksek sıcaklıktaki kaynak sularında, çok tuzlu su ortamlarında, düşük ışık yoğunluğu ve yüksek basınç altındaki göl ve deniz ortamlarında, kısacası fotosentez yapmak için ışık bulabildikleri her yerde yaşayabilirler. Hepimiz artık biliyoruz ki güzel yerküremiz ciddi ekolojik ve iklimsel sorunlarla karşı karşıya. Kirlilik, şehirleri ve doğayı ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu sorunların en büyük kaynağı olarak gösterilen kömür ve petrol gibi fosil kaynaklı yakıtların yerini, gelecekte, tamamen temiz ve yenilenebilir enerjinin almasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu nedenle temiz enerji kaynaklarını geliştirmeye yönelik bilimsel çabalar büyük önem taşıyor. Son yirmi yıldır bu çabaların özellikle biyokütle enerjisi çalışmalarına yöneldiğini görmekteyiz. Biyokütle enerji kaynağı olarak, ana bileşenleri karbonhidrat bileşikleri olan bitkisel ve hayvansal kökenli tüm organik maddeler kullanılabilmektedir. Bu enerji kaynakları içerisinde mikroalgler, yüksek fotosentetik etkinlikleri, yüksek biyokütle üretimleri ve hızlı çoğalmaları gibi avantajlarıyla biyoyakıt üretimi için oldukça umut verici. Yeryüzünde yüz binlerce farklı mikroalg türü var. En yaygın mikroalg türleri diotomlar, yeşil algler ve altın rengi alglerdir. Araştırmalar, mikroalglerin yapısındaki karbonhidrat (örneğin şeker, nişasta) ve lipit gibi kimyasal maddelerin doğrudan enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini gösteriyor. Mikroalglerden, biyokimyasal yöntemler ile elektrik, etanol, hidrojen, metan ve biyodizel üretilebildiği gibi termokimyasal yöntemler kullanılarak da sentez gazı, biyolojik kömür, biyodizel ve elektrik üretilebilmektedir. Biyokütle kaynaklarının dünyanın enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için hem büyük miktarda üretilebilmeleri hem de verimli bir şekilde enerjiye dönüştürülebilmeleri gerekiyor. Ancak bitkilerin biyokütle kaynağı olarak yetiştirilebilmesi için geniş 35