KÜLTÜR - SANAT
ILHAN BERK
şaİr-
lerİn
h ayat ı
yoktur
Behçet Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin
uç beyi”, kendi söyleyişiyle “uzun bir
adam” İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da
dünyaya gelir. 90 yıl gibi ortalamanın
üzerinde bir ömür sürecek şairin
yaşamının merkezinde her zaman
şiir yer alacaktır. Esas olanın şiir
olduğunu belirtmek üzere bir kitabında
“şairlerin hayatı yoktur” diyecek kadar
ileri giden Berk için her şiir yeniden
doğmaktır. Bunu bir mecaz olmanın
ötesinde görerek şöyle yazar: “Şiirle
buluşmamız ki tansıkla buluşmadır bu,
neredeyse dünyaya yeniden gelmektir.
Bu da her şeyi yeni görüyor, dokunuyor,
öğreniyoruz demektir. Bu yine şimdiye
kadar dünya, insanlar, nesneler üstüne
İlkokul öğretmenliğini tatmin edici
bulmayarak Gazi Eğitim Enstitüsünün
Fransızca bölümüne girer Berk.
Ankara’da dar bir çevrede de olsa
tanınan bir şairdir artık. 1935 yılından
itibaren çeşitli dergilerde şiirleri
yayımlanmaktadır. Toplumcu-gerçekçi bir
çizgidedir bu yıllarda yazdığı şiirler.
bütün bildiklerimizi bir yana atarak
oradan bakmaktır. Öte yandan, bunun
aynı zamanda büyük bir boşluğa
düşmek; orada emeklemek, bocalamak
olduğu da açıktır; değil mi ki dünyaya
yeni geliniyordur. Hem şairler dünyanın
yeni sözlüğünü yazmak için bunu her
seferinde üstlenmişlerdir.”
Şiir yazdığı kadar şiirin ne olduğu
üzerine, şiirin dünyayla ilişkisi üzerine
de uzun uzun kafa yoran az sayıdaki
şairimizdendir Berk. Yaptığı işi son
derece önemser. Sağlığını iyi koruması ve
uzun yaşamak istemesi de işine duyduğu
saygıdan ileri gelir.
Modern Türk şiirindeki en büyük dönüşümü gerçekleştiren “İkinci Yeni Hareketi”nin
önemli bir özelliği, bu başlık altında toplanan şairlerin birbirine benzer şiirler yazmadıkları
halde belirli ortak noktalardan yola çıkmasıdır. Edebiyat tarihimizde “Beş Hececiler”,
“Yedi Meşaleciler”, “Garip” gibi akımlarda şairlerin bir araya gelip belli bir şiir anlayışı
doğrultusunda şiirler yazmalarına benzemeyen bir çıkışla yola koyulan İkinci Yeni’nin adı
bile bu şairler tarafından koyulmaz. 1950’li yıllarda Ankara’da yayımlanan Pazar Postası
gazetesinin yöneticisi Muzaffer İlhan Erdost, o dönemde gazetesinde bastığı, döneme
göre oldukça ilginç şiirleri değerlendirirken ortaya atar bu ismi. Garip Hareketi’nin “Yeni
Şiir” olarak adlandırılmasından yola çıkan Erdost’un bu yeni yaklaşımı İkinci Yeni adıyla
anması edebiyat çevrelerinde de karşılık bulur. Anlatımcı şiirden uzaklaşan, özgün
imgelerle anlamı çağrışıma bırakan bu şairler arasında Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece
Ayhan ve Sezai Karakoç’la birlikte İlhan Berk de vardır.
56
İlhan Berk, ilkokul ve ortaokulu Manisa’da
tamamlar. Balıkesir Necatibey Öğretmen
Okulunu bitirdikten sonra iki yıl ilkokul
öğretmenliği yapar. İlk atama yeri
Giresun’un Espiye nahiyesidir. Denizi ilk
kez orada yakından görür. Yazar Sıdık
Akbayır’ın aktardığına göre, Karadeniz’in
hırçın dalgalarının duvarını dövdüğü bir
odada kalır Espiye’de. Geceler boyu bu
odada modern şiirin kurucularından,
kendisi üzerindeki etkisini her zaman
anacağı Arthur Rimbaud’nun şiirlerini
okur.
İlhan Berk, 1944 yılında Enstitü’den
mezun olur. On yıl boyunca çeşitli illerde
Fransızca öğretmeni olarak çalışacaktır.
İlk uğrağı Zonguldak olur. Bugün,
sanayileşmenin ve üretim şekillerinin
biçim değiştirmesiyle yeni kuşakların
zihninde aynı etkiyi uyandırmasa da
Zonguldak uzun yıllar boyu bir “işçi
başkenti”dir Türk kamuoyu için. İlhan
Berk de buradaki maden işçilerinin
çalışma koşullarından ve yaşam
standartlarından etkilenir.
57
57