Orijinali gümüş kil tablet üzerine
kazınmış ve günümüze ulaşmamış
antlaşma metninin bir kopyası bugün
New York’taki BM binasında bir diğeri de
Karnak’taki Amon Tapınağı duvarlarında
bulunmaktadır.
III. Hattuşili ve barışın kraliçesi
Puduhepa’nın mühürlerinden söz eden
Mısırca nüshada şunlar yazmaktadır:
“Hatti Ülkesinin Kraliçesi, Kizzuwatna
Ülkesi’nin kızı, Arinna’nın (Güneş
Tanrıçası’nın) ülkesinin
hanım efendisi,
Tanrıça’nın hizmetçisi
Puduhepa’nın mühürü”.
Kadeş’ten yıllar sonra,
belki de dönemin
barış politikasının
bir gerekliliği olarak
Puduhepa’nın kızı
Mahornefrure’nin II. Ramses ile
evlenmesinin ardından Hitit-Mısır
ilişkisi daha da ilerlemiştir. Kraliçenin
barışa katkısı sadece kendi ülkesi
ile sınırlı kalmamıştır; Ugarit kralı II.
Niqmadu ile Ramses’in barış antlaşması
imzalamasında bile etkisi olmuştur.
44
Puduhepa’nın barışa yaptığı katkıların
haricinde tarihte neden seçkin bir yer
edindiği sorusunun yanıtı şüphesiz
bir kadın olarak başarabildiklerinde
aranmalıdır. Kendinden önceki Hitit
kraliçelerinin kullandıkları Tavananna
unvanını belki de bilinçli olarak
kullanmak istemeyen Puduhepa’nın
Hurri kültür ve geleneklerini Hattuşa’ya
taşıyarak kadın meselesine bakışı en
azından kendi dönemi içinde değiştirdiği;
yüksek teoloji bilgisi
sayesinde iki toplumun
tanrılarını birleştirdiği bir
gerçektir. Hurri din ve
kültürüyle ilgili tabletlerin
kopyalanmasıyla
Hattuşa’da özel
bir “Kizzuwatna
kütüphanesi” kurulması
yine onun çabalarının
bir sonucudur. Tüm Hitit kraliçeleri
içindeki tek “papaz” kızı olan Puduhepa
rahibe kökenli olmakla her fırsatta
övünmüştür. Belki de bu nedenle ülkenin
dini meselelerinde hep ön saflarda yer
almıştır. Başrahibe unvanıyla yüzlerce
dini törenin yöneticiliğini yapmıştır. Dini
görevlerin dışında, adli işleri de aktif
bir şekilde yönetmiştir. Kâh mahkeme
heyetinin başında kâh dini törenlerin
yönetiminde karşımıza çıkan kraliçenin
adına arazi bağış belgelerinde bile
rastlanmaktadır. En verimli çağlarını
barışa hizmet ederek geçiren; siyasi,
sosyal ve dini meselelerde söz sahibi
olan Puduhepa, kocası öldükten sonra
üvey oğlu IV. Tuthaliya döneminde de
“Ana Kraliçe” sıfatıyla ülke yönetiminde
rol oynamaya devam etmiştir. Sadece
III. Hattuşili döneminde değil bu yeni
hükümdarlık devrinde de düzenlenmiş
hemen hemen her evrağın altında
Puduhepa’nın mührünün bulunması,
kraliçenin diplomatik gücünün
boyutlarını kanıtlaması bakımından
önemlidir.
Kraliçenin diplomasi ve barış
alanlarındaki etkisini anlamamızı
sağlayan tarihsel materyallerin büyük
çoğunluğu Hattuşa Devlet Arşivi’ne
ait resmi ve adli belgeler, zabıtlar,
bizzat kendisine ait diplomatik
mektuplardır. Kralla neredeyse eşit
haklara sahip olan Puduhepa, II.
Ramses ve Nefertari başta olmak üzere
çağın birçok büyük kral ve kraliçesi
ile bağımsız olarak mektuplaşmıştır.
Elbette Hitit metinlerinde diğer
kraliçelerden ve onların icraatlarından
da bahsedilmiştir ancak politik hayata
bu denli katılım gösteren, uluslararası
platformda iz bırakan ve yönetimde
söz sahibi diplomat bir kraliçeye daha
rastlanmamaktadır.
Kadın hakları, kadın erkek eşitliği; kadının
sosyal, siyasi ve kültürel alanlardaki
yeri gibi konuların hala tartışılmaya
devam edildiği modern çağda, barış ve
eşitlik sembolü haline gelen bir kadın
karakterin 3000 yıl önce bu topraklar
üzerinde yaşamış olması son derece
heyecan verici. Şüphesiz tüm dünyanın
her geçen gün hakkında biraz daha
fazla bilgi sahibi olduğu Puduhepa’yı
asırlar öncesinden günümüze taşıyan
şey sahip olduğu mevki değil, bunlarla
neler yapabildiğidir. Taban tabana
zıt görüşlerin mevcudiyetine rağmen
Anadolulu kraliçe üzerindeki ortak kanı,
çağdaşları arasında yetkin ve etkin bir
kadın figürü olarak öne çıktığı, güçlü
karakteri, politik kimliği ve zekâsı
sayesinde egemen erkek dünyada
adından söz ettirmeyi başardığıdır.
Elbette Puduhepa’yı erk sahibi bir
kadın yapan etmenler içinde, yapısında
anaerkil özellikler barındıran Hurri
toplumunda yetişmiş olması ve bu
toplumsal pratiğe dayanan tecrübenin
verdiği güçle kendi zihnine sınırlar
çizmemiş olması çok önemlidir. Farklı
araştırmacılardan farklı sesler yükselse
de birçokları onu antik dünyanın ünlü
kadınları arasına çoktan yerleştirmiştir.
Kaç yaşında evlendiği, ne kadar yaşadığı,
nerede öldüğü kesin olarak bilinmeyen
Puduhepa’yı sadece bilim insanları
değil Anadolu’daki hemşerileri de
konuşmaya devam etmekte. Onunla
ilgili gerçekler ve mitler zaman zaman
birbirine karışıyor. Ama Puduhepa’ya
atfedilen özellikler; hatta yarattığı
etkinin boyutları, arkeolojik bulgulara
eklenen efsanevi yakıştırmalar nedeniyle
bulanıklaşmış olsa da mevzu bahis Antik
Çağ’da barış ve kadın-erkek eşitliği
olunca onun adını anmak bir mecburiyet
haline geliyor.
45