KÜLTÜR - SANAT
BARIŞIN KRALİÇESİ:
Puduhepa’nın hikâyesi Antik Çağ’dan
Orta Çağ’a kadar Kilikya olarak
adlandırılan Çukurova bölgesine
uzanır. Puduhepa, gençliğini, bölgede
hüküm sürmüş Kizzuwatna Krallığı’nın,
Lawazantiya* kentinde geçirir.
Kendisinden sonraki birçok yazıtta,
kil tablette ve kaya kabartmasında
“Kizzuwatna Ülkesi’nin kızı, Tanrı’nın
gözdesi” olarak takdim edilecek olan
genç kızın bir İştar rahibesi olması
tesadüf değildir. Babası, aşk ve savaş
tanrıçası İştar’ın hizmetindeki soylu baş
rahip Pentipsarri’dir.
isteği” ile gerçekleşen kutsal bir evliliktir.
Puduhepa, Kadeş Savaşı’nı takriben 1 yıl
sonra evlendiği kumandanla Hattuşa’daki
saraya değil, kumandanın valisi olduğu
Yukarı Ülke’nin başkenti Hakpis’e gitmiş
ve bir mektubunda burada büyüttüğü
çocuklardan bahsetmiştir. Bu çocuklar
büyük ihtimalle III. Hattuşili’nin önceki
eşlerine aittir ve Puduhepa onlara da
annelik etmiş, onları kanatları altına
almıştır. Savaş dönüşü yolda ölen
Mutavalli’nin yerine oğlu Urhi-Teshub
bir süreliğine geçtiyse de taht kavgasını
amcası III. Hattuşili kazanmıştır. M.Ö.
1267’de III. Hattuşili Büyük Hitit Kralı
(Tabarna); eşi Puduhepa da Büyük Hitit
Kraliçesi (Tavananna) olmuştur. Fal,
şifa ve eczacılık alanlarında ün yapmış
Kizzuwatna topraklarının büyüsü,
binlerce yıldır kadını el üstünde tutan
Hurri toplumunun gelenekleri ve bir
rahibe olarak yetişmenin beraberinde
getirdikleri, Lawazantiyalı bu genç kızdan
kudretli bir kraliçe yaratmıştır.
Kültür ve din bağlamında, Orta
Anadolu’da Hititlerden önce varlık
gösteren Hattiler kadar Kizzuwatna’ya
egemen olan Hurriler de her dönemde
Hitit İmparatorluğu üzerinde büyük bir
etkiye sahip olmuştur. Bir Hurri olan
Puduhepa da gün gelecek bir Hitit kralı
üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktı.
Antik Çağ’da barışın sesi Anadolu’dan yükseldi! Üstelik barış düşüncesini, erkeklerin
şekillendirdiği haşin bir dünyada, savaşın tam da ortasında; kendinden emin, yüksek
sesle bir kadın dillendirdi. Bir ülkenin ve bir dönemin kaderini, siyasi tarihini bir kadının
elleri şekillendirdi. O ses, o eller, dünyanın eşitlik ilkesine dayalı ilk yazılı antlaşması Kadeş
Antlaşması üzerine, kralınkinin yanında kendine ait mührünü basabilen tek kraliçeye,
büyük Hitit Kraliçesi Puduhepa’ya ait.
42
M.Ö. 1275 – 1276 dolaylarında Kumandan
III. Hattuşili, Mısır ile Hitit İmparatorluğu
arasında baş gösteren Kadeş Savaşı’nda
kardeşi Kral Muvatalli’ye yardım etmek
için savaş meydanlarında at sürmüş;
ülkesine dönerken koruyucu tanrıçası
İştar’a gerekli kurbanları sunmak
için Lawazantiya şehrine uğramıştır.
III. Hattuşili’nin otobiyografisinden
anlaşıldığına göre, Tanrıça İştar ona
rüyasında görünmüş ve Lawazantiya’da
rahibelik yapan Puduhepa ile evlenmesini
emretmiştir. Yani bu evlilik “tanrının
Yıllar içerisinde barış yanlısı kraliçenin
düşünceleri kocasını da etkilemiş ve bu
fikir birliği tarihin seyrini değiştirmiştir.
Kadeş Savaşı’ndan 16 yıl sonra M.Ö.
1258’de III. Hattuşili ile Mısır Firavunu II.
Ramses arasında imzalanan ve dünyanın
ilk eşit devlet antlaşması olan Kadeş
Barış Antlaşması’nın bir yüzünde Kral
III. Hattuşili’nin, diğer yüzünde de
Büyük Kraliçe Puduhepa’nın mühürü
bulunmaktadır.
*Lawazantiya şehrinin konumu tam olarak bilinmese de, yerinin Elbistan’da yer alan
Karahöyük ya da Ceyhan Ovası’ndaki Tatarlı Höyük olduğu düşünülüyor.
43