toprak alanlara ve suya ihtiyaç var. Bu
ürünlerin yetiştirilmesi sırasında verimi
artırmak amacıyla kimyasal gübreler ve
tarım ilaçları kullanılabilir.
Ancak bu faktörler, biyokütle
kaynaklarının üretiminde çevreyle ilgili
sorunlara neden olabilir.
Mikroalglerin, geleneksel biyokütle
kaynaklarıyla ilgili karşılaşılan bu
sorunlara çözüm olabileceği düşünülüyor.
Mikroalgler karada yaşayan bitkilerden
daha hızlı ve yüksek verimle güneş
enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürür.
En uygun koşullarda mikroalglerden bir
metrekare alanda günlük 10-30 gram
(bir hektar alandan yılda ortalama 50
ton) biyokütle üretilebilir. Mikroalglerden
1 gram biyokütle üretilirken yaklaşık
2 gram karbondioksit kullanılır. Bu da
karbondioksit salınıma bağlı küresel iklim
değişikliğiyle mücadelede mikroalglerin
önemli bir rol alabileceğine işaret
etmektedir.
Mikroalgler, açık havuzlarda
ya da biyoreaktör ismi verilen
yapay ortamlarda yetiştirilebilir.
Biyoreaktörlerde mikroalglerin
gelişmesi için gerekli sıcaklık, ışık
36
yoğunluğu, karbondioksit ve diğer
besin maddelerinin miktarı sürekli
kontrol edilir. Açık havuzlar maliyet
açısından ekonomik sistemlerdir. Bu
sistemlerde çevredeki atık sular kullanılır.
Biyoreaktörlerde ise mikroalglerin
biyokütle üretme verimliliklerini artırmak
için en uygun koşullar oluşturulur. Ancak
bu yöntemin maliyeti yüksektir.
OMEGA projesi için uygulanabilirlik
denemeleri Kaliforniya Santa
Cruz Laboratuvarları’nda ve San
Francisco Atık Su Arıtma Tesisleri’nde
gerçekleştirildi. Sistemin deniz
ortamında kurulması durumunda doğaya
ve deniz ortamındaki organizmalara
nasıl etkileri olacağını araştırmak içinse
Monterey Körfezi’nde çalışmalar yapıldı.
OMEGA Projesi (Offshore
Membrane Enclosures for
Growing Algae)
Bir biyokütle kaynağı olarak
mikroalglerin verimli bir enerji kaynağı
olabilmesi için yetiştirme, biyoyakıt
elde etme ve biyoyakıtların enerjiye
dönüşmesi süreçlerindeki toplam maliyet
ve enerji verimlilik değerlerinin fosil
yakıtlarla rekabet edebilecek düzeyde
olması gerekiyor. Günümüzde yapılan
çalışmalardan elde edilen sonuçlar henüz
bu değerlere ulaşılamadığını gösteriyor.
Ancak mikroalglerin enerji verimliliği
yüksek bir biyokütle kaynağı olarak
kullanabilmesi için bilim insanları farklı
mikroalg türleri ve farklı üretim süreçleri
üzerinde araştırmalar yapmaya devam
ediyor.
Bu araştırmalardan biri ve belki de
en başarılısı OMEGA Projesi. NASA
Ames Araştırma Merkezi’nde yürütülen
projede bilim insanları, mikroalgleri
kullanarak karbon açısından nötr enerji
kaynakları ile ilgili olumlu sonuçlar
elde edip hayli etkili sayılabilecek bir
sistem ortaya koydular. Sistem dahilinde
küçük ölçekte mikroalg yetiştirildi ve
atık sular temizlendi. Projenin bundan
sonraki hedefi ise kıyı bölgelerinde
daha büyük ölçekli bir sistem kurularak
San Francisco’nun atık sularıyla
biyoyakıt üretilmesi olacak. OMEGA
sistemi, NASA’nın uzun süreli uzay
keşifleri için üzerinde çalıştığı “kapalı
hayat destek sistemi” ile de uyumlu.
Bu sistem, uzay yolculukları sırasında
oluşan atıkların değerlendirilerek,
yaşamı devam ettirmek için gerekli olan
ürünlerin sürekli bir geri dönüşümle elde
edilmesine dayanıyor.
37