YEŞİL SAYFALAR
Yeşil Enerji DevriminE DOĞRU:
Yapılan çalışmalar mikroalglerin; enerji üretiminde, insan gıdalarında, hayvan
yemlerinde, kozmetiklerde ve hatta plastiklerde bile kullanılabildiğini gösteriyor. Ama
belki de en önemli özelliği, verimli topraklara bağımlı olmadan yüksek tarımsal üretim
potansiyeline sahip doğal bir kaynak olması.
Mikroalgler, çok küçük su bitkileridir; ancak mikroskop altında görülebilirler.
Biyosferimizin hemen hemen tüm ekolojilerinde bulunan organizmalardır. Hücreleri
içinde çeşitli yağları, proteinleri, antioksidanları ve vitaminleri barındırırlar.
34
Görünmeyen Ormanlar
Atmosferdeki oksijenin yarısını üreten
mikroalgler yeryüzünün her yerinde
bulunabilirler. Fakat %70’nin asıl yayılım
alanı sulardır. Okyanuslarda, nehirlerde,
buzla kaplı alanlarda, 70 o C veya daha
yüksek sıcaklıktaki kaynak sularında,
çok tuzlu su ortamlarında, düşük ışık
yoğunluğu ve yüksek basınç altındaki
göl ve deniz ortamlarında, kısacası
fotosentez yapmak için ışık bulabildikleri
her yerde yaşayabilirler.
Hepimiz artık biliyoruz ki güzel
yerküremiz ciddi ekolojik ve iklimsel
sorunlarla karşı karşıya. Kirlilik, şehirleri
ve doğayı ciddi şekilde tehdit ediyor.
Bu sorunların en büyük kaynağı olarak
gösterilen kömür ve petrol gibi fosil
kaynaklı yakıtların yerini, gelecekte,
tamamen temiz ve yenilenebilir
enerjinin almasına kesin
gözüyle bakılıyor. Bu nedenle
temiz enerji kaynaklarını
geliştirmeye yönelik bilimsel
çabalar büyük önem taşıyor.
Son yirmi yıldır bu çabaların
özellikle biyokütle enerjisi
çalışmalarına yöneldiğini
görmekteyiz. Biyokütle enerji
kaynağı olarak, ana bileşenleri
karbonhidrat bileşikleri olan bitkisel
ve hayvansal kökenli tüm organik
maddeler kullanılabilmektedir. Bu enerji
kaynakları içerisinde mikroalgler, yüksek
fotosentetik etkinlikleri, yüksek biyokütle
üretimleri ve hızlı çoğalmaları
gibi avantajlarıyla
biyoyakıt üretimi için
oldukça umut verici.
Yeryüzünde yüz
binlerce farklı
mikroalg türü
var. En yaygın
mikroalg türleri
diotomlar, yeşil
algler ve altın
rengi alglerdir.
Araştırmalar,
mikroalglerin
yapısındaki
karbonhidrat (örneğin
şeker, nişasta) ve lipit
gibi kimyasal maddelerin
doğrudan enerji kaynağı
olarak kullanılabileceğini
gösteriyor. Mikroalglerden,
biyokimyasal yöntemler ile elektrik,
etanol, hidrojen, metan ve biyodizel
üretilebildiği gibi termokimyasal
yöntemler kullanılarak da sentez gazı,
biyolojik kömür, biyodizel ve elektrik
üretilebilmektedir.
Biyokütle kaynaklarının dünyanın enerji
ihtiyacını karşılayabilmesi için hem büyük
miktarda üretilebilmeleri hem de verimli
bir şekilde enerjiye dönüştürülebilmeleri
gerekiyor. Ancak bitkilerin biyokütle
kaynağı olarak yetiştirilebilmesi için geniş
35