RÖPORTAJ
Sanatçı bir ailenin çocuğu olarak 1984
yılında Ankara’da doğan C.M. Kösemen,
yüksek eğitimini Cornell ve Sabancı
Üniversitelerinde tamamladı, daha
sonra Goldsmiths College´de medya
ve iletişim üzerine master programını
bitirdi. Zooloji, paleontoloji, tarih ve
mistisizm ile yakından ilgilenen ve
eserlerine bu alanlardan aldığı etkileşimle
ruh katan sanatçı, eserlerinde sürrealist
bir çizgi takip ediyor. Yapıtlarında hayal
dünyasındaki çeşitli varlıkları resmeden
sanatçı, bu süreci hem kendi korkuları ile
yüzleşme hem de toplumun bilinçaltında
yapılmış doğa bilimci benzeri bir keşif
gezisi olarak nitelendiriyor.
verdim. Bu dikkati göstermemde
mimar ve fotoğrafçı olan babam
Sıtkı Kösemen’in de büyük bir katkısı
olduğunu düşünüyorum.
Kitapta, gözden kaçan çok ince mimari
detaylara yer vererek mimari bir
envanter de oluşturmuşsunuz.
Evet. İlk başta amacım bir tek tabelalar
olsa da sokak sokak semtleri gezdikten
sonra kaçırmamam gereken bir çok
detay olduğunu fark ettim.
Sizce bir şehir geçmiş ile geleceği bir
arada sürdürebilir mi?
Evet, zaten her şehrin böyle katmanları
var; dünyada her şehir geçmiş ve
geleceği – kökeninin eski izlerini ve şu
anki durumunu imha edecek gelişmeleri
– içinde barındırıyor. Değişimin
engellenemeyeceğini düşünüyorum.
Ancak, İstanbul gibi kentlerde, çok hızlı
ve ani değişimler olunca ister istemez
bazı kesimlerin tepkisini çekiyor.
Genç sanatçı C. M. Kösemen, yeni kitabı “Kaybolan Şehir” ile İstanbul’un 18 ayrı semtinden
3.000’i aşkın eski apartman tabelasını ve sayısız mimari detayı bir araya getirdi.
Onlarca kültürün birlikte yarattığı zenginliğiyle herkesi kendine hayran bırakan muazzam bir
kent İstanbul. Fakat bir yandan çarpık kentleşme ve yanlış kentsel dönüşüm projeleriyle pek
çok kültürel değerini yitirmekte. Hele bir de bu kültürel değerler detay boyutuna inince fark
edilmesi ve korunması iyice zorlaşıyor.
Sanatçı kimliğinin yanı sıra araştırmacı yanını İngilizce basılan iki ciltlik kitabı “The Disappearing
City: Hand-Painted Apartment Signs and Architectural Details from Istanbul” (Kaybolan Şehir)
ile gösteren C. M. Kösemen, bu çalışmasında İstanbul’un el yapımı apartman tabelalarını ve
şehrin her semtine özgü ilginç mimari detaylarını kayda geçirerek kültürel miras arşivi sunuyor.
28
Kimsenin daha önce dikkat etmediği ve
üzerine çalışmadığı güzel bir detay yeni
kitabınızın odak noktasını oluşturuyor:
Apartman tabelaları. Bu ayrıntı nasıl
dikkatinizi çekti?
Günlük işlerimle uğraşırken daima
ufak bir kamera taşırım. Yaklaşık 8 yıl
önce, gezerken gördüğüm tabelaları
fotoğraflamaya başladım. 5 yıl önce,
bu koleksiyonun değerini anlayıp
geliştirmeye ve kitaplaştırmaya karar
Kitabın esas hedefini eski İstanbul
kültürüne dair izlerin korunması ve
tanıtılması olarak görebilir miyiz?
“Eski İstanbul” çoğu insanın aklına eski
ahşap köşkleri, arnavut taşı kaldırımları
getiriyor. Ben bu kitapta, 1920’lerden
1980’lere kadar uzanan ara dönemde
inşa edilen “eski-modern İstanbul”u
konu almak istedim. Çimento binaların,
apartmanların olduğu – ancak günümüze
kıyasla daha insani ve yaşanabilir yapıları
içeren bir dönem.
29