TED Meşale Dergisi 26. Sayı | Page 76

Drama Köprüsü

Özellikle 1800 ’ lü yıllarda eşkıyalara türkü yakılmasının ne kadar yaygın olduğu malum . Ancak unutmamak gerekir ki , o dönemde eşkıya olarak adlandırılan kişilerin ve grupların toplum içinde bugünkünden çok daha farklı bir yeri vardı . Eşkıya tanımına uysalar da pek çoğu halkın çıkarlarını gözetiyor , insanlara zulmetmek yerine zulme karşı çıkıyor , klasik tabirle zenginden aldıklarını fakirle paylaşıyorlardı .
Bunlardan biri de hiç şüphesiz ki uğruna “ Drama Köprüsü ” türküsünün yakıldığı Debreli Hasan ’ dı . Bugün , Makedonya - Arnavutluk sınırında kalan Debre ’ de yaşayan Hasan ’ ın yaşadığı dönem kesin olarak bilinmemekle birlikte , yaygın kanı Ödemişli ünlü eşkıya Çakırcalı Mehmet Efe ’ yle aynı dönemlerde , yani 1870-1920 yılları arasında yaşadığı yönündedir . Bu konuyla ilgili olarak , Selanikli bir tüccarın iş için İzmir ’ e gitmeye niyetlenmesiyle “ Debreli ’ den kurtulsan Çakırcalı ’ dan kurtulamazsın ” şeklinde uyarıldığı , durumun da tam bu şekilde olduğu anlatılır . Debreli Hasan ’ ın elinden kıl payı kurtulan tüccar , İzmir dağlarını mesken tutmuş Çakırcalı ’ dan kaçamamıştır .
Yörenin asil ailelerinden birinin çocuğu olan Debreli Hasan , uzun süren askerliği boyunca maruz kaldığı haksızlıklara dayanamaz , kendisine hakaret eden komutanını vurarak kaçar . Bilinene göre bir çetesi yoktur , sadece “ Karakedi ” lakabıyla nam salmış bir adamı vardır . Halkın kendisini bu kadar sevmesinin sebebiyse halka zulmederek zenginleşen kişileri soyarak elde ettiği parayı fakirlerle paylaşmasıdır . Rivayet odur ki , türküye adını veren Drama Köprüsü de bu paralarla yaptırılmıştır .
Debreli Hasan ’ ın bu kadar sevilmesinin bir diğer sebebi de yoksul aile çocuklarını , yetim ve öksüzleri evlendirmesidir . Halk arasında anlatılana göre Debreli ’ nin mesken tuttuğu dağların yakınlarında yaşayan bir genç , tek danasını satmak için İskeçe ’ ye doğru yola çıkar . Yolda gencin yolunu kesen Hasan , onun evlenmek için parası olmadığını anlayarak düğününü üstlenir , gereken parayı ona verir ve danasını da satmamasını öğütler .

Hüseynik ’ ten Çıktım Şeher Yoluna

Anadolu türkülerinin ilginç yönlerinden biri de , sadece sevgililere yazılmamış olmasıdır . “ Hüseynik ’ ten Çıktım Şeher Yoluna ” veya “ Telgrafçı Akif ” adıyla bilinen Elazığ türküsü de bunun en güzel örneklerindendir .
Türküde adı geçen Akif , dönemin posta teşkilatının Harput şubesinde müdürdür . Yakışıklı ve mert olup , “ Telgrafçı Akif ” adıyla da anılan bu genç , yöre halkı tarafından çok sevilir . Hüseynik ’ te yaşayan Akif , her sabah Saray Yolu ’ nu kullanarak Harput ’ a çıkar . Türküde anılan şehir Harput , düşülen yolsa Saray Yolu ’ dur . Türküde adı geçen Lütfi de Akif ’ in müdürlük yaptığı dönemde işe başlayan ve Akif tarafından sevilen bir gençtir .
37