TED Meşale Dergisi 26. Sayı | Page 36

Astrofizikçi Hermann Oberth ise çalışmaları ile Alman roketçiliğine öncülük etmiştir . İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusu için 300 km menzilli , hızı saatte 650 km olan V-1 roketlerini geliştirmiştir . Daha sonra Almanlar , yeni geliştirdikleri ve hızı saatte 5.300 km ’ yi aşan V-2 roketlerini kullanmaya başlamıştır . İlginçtir ki Oberth , savaş sonrasında Amerikan Uzay Araştırmaları Programı ’ na katılmış , Apollo projesi dâhil birçok önemli projede görev almıştır . kutup ülke arasında ciddi bir uzay rekabeti başlar . Önce Sovyetler Birliği , 1961 ’ de Vostok 1 roketiyle kozmonot Yuri Gagarin ’ i uzaya gönderir ve Gagarin , Dünya ’ nın çevresinde 108 dakikalık bir tur atarak “ Uzaya Çıkan İlk İnsan ” unvanını alır .
1968 yılında ise ABD , Apollo projesi kapsamında Satürn V roketlerini kullanarak Neil Armstrong ’ u taşıyan Apollo-11 uzay aracını fırlatır ; böylelikle Amerika Ay ’ a ilk ulaşan ülke , Armstrong ise “ Ay ’ a Ayak Basan İlk İnsan ” olur .
Uzaya daha kolay ulaşma isteği 1981 yılında ilk uzay mekiği Colombia ’ nın ortaya çıkışını sağladı . Daha gelişmiş bir uzay mekiği olan Discovery , 1990 yılında Hubble Uzay Teleskobu ’ nu başarıyla yörüngeye oturtarak astronomi için bir milat yarattı . Bu önemli dönemeçlerle birlikte pek çok ülke kendi mega roketlerini geliştirerek uzay çalışmalarına dahil oldu .

Falcon H e a v y

Sovyetler Birliği , İkinci Dünya Savaşı sonrasında uzay çalışmalarına ağırlık vermiş ve uzay çağının fitilini ateşleyen Sputnik 1 uydusunu geliştirdiği mega roketlerle 1957 yılında Dünya yörüngesine göndermiştir . Bu başarı , Amerikalıların uzay çalışmalarına yönelmesinde oldukça etkili olmuş ve 1958 yılında NASA kurulmuştur . NASA , aynı yıl , birkaç başarısız denemeden sonra Amerika ’ nın ilk uydusu Explorer 1 ’ i taşıyan Jupiter-C roketini dünya yörüngesine başarıyla oturtur ve bu başarının ardından iki
ABD merkezli uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX Şirketi ’ nin kurucusu Elon Musk ’ ın girişimiyle yapılan tarihin en güçlü roketi Falcon Heavy , bu senenin Şubat ayında Kennedy Uzay Üssü ’ nden uzaya fırlatıldı . Mars yolculuğuna devam eden Falcon Heavy ’ i roket tarihi açısından en özel kılan şey ise kapsülü uzaya taşıyan roketlerin kazasız bir şekilde dünyaya geri dönüp , başka fırlatmalar için tekrar kullanılabilecek olması . Bu sayede uzay endüstrisinin yolculuk maliyetleri oldukça düşeceği öngörülüyor . Falcon Heavy yakın gelecekte yapılması planlanan uzay turizmi projeleri için de yol açıcı olacak gibi duruyor .
17