Nikola Tesla, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun
bugün Hırvatistan sınırlarında bulunan Smiljan kasa-
basında bir Sırp ailesinin beş çocuğundan dördüncüsü
olarak 1856 yılında dünyaya gelir. Askerî lise eğitiminin
ardından ordu adına yükseköğrenim görmek üzere Graz
Teknoloji Üniversitesine kaydolur. Daha sonraki yıllar-
da, askerlik hayatı boyunca tanıştığı dağlık ve ormanlık
coğrafyaların ruhuna iyi geldiğini, çalışmalarına ilham
verdiğini söyleyen Tesla, çeşitli nedenlerle üniversiteyi
bırakıp farklı işlerde çalışır. 1881 yılında Budapeşte’de
bir telekomünikasyon firmasında iş bulur. Henüz gerekli
altyapı yatırımlarını tamamlamamış şirkette Tesla’nın
geliştirdiği verici ve alıcılar büyük ilgi uyandırır. Ertesi yıl
Tesla, Paris’te Thomas Edison’ın ünlü elektrik şirketinin
Fransa şubesinde işe başlar. Henüz gelişim aşamasın-
da bulunan, günden güne yeni icat ve modellerin orta-
ya çıktığı elektrik iletimi alanında öncü bir kuruluşta yer
almak Tesla’nın gelecekteki çalışmalarını etkileyecektir.
Edison’un icadı olan ampulde kullanılan sistemin daha
ekonomik ve pratik bir yolunu geliştirme çabaları bu yıl-
larda başlayacak, “alternatif akım”a dayanarak teknoloji
geliştirme düşüncesiyle attığı adımlar bilim tarihinde bü-
yük tartışmalara zemin hazırlayacaktır.
Nikola Tesla, 1884 yılının sonunda Edison Machine
Works’te çalışmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne
gider. Ancak burada bir aydan daha kısa süre kalır ve ken-
di çalışmalarını bağımsız yürütmek üzere Tesla Electric
Light and Manufacturing adlı şirketi kurar. Bu dönemde
üzerinde çalıştığı alternatif akım ve bununla harekete
geçecek indüksiyon motoru teknoloji çevrelerinde pek
ilgi görmez. Hatta Tesla’nın çalışmaları alay konusu olur.
Ünlü mucit, fikirlerinin değer görmemesinden olumsuz
etkilenmek yerine bundan güç alır. Bu dönemde geliştir-
diği modellerle art arda patentler alan Tesla, icatlarını
iş çevrelerine tanıtmak için geniş katılımlı gösteriler dü-
zenler. Bu toplantılarda jestleri ve ses tonunu kullanarak
yarattığı etkiyle ülke çapında tanınan bir figüre dönüşür.
Tesla’nın üzerinde en fazla konuşulan çalışmaları ara-
sında “Tesla bobini” olarak patentini aldığı kablosuz
aydınlatma sistemi önemli yer tutar. Elektriğin kablosuz
iletimini sağlayan bu sistem, Tesla’nın, iyonosfer aracılı-
ğıyla ses ve elektrik dalgalarının merkezler arası trans-
feri üzerine yaptığı araştırmalara da katkı sağlar.
1898 yılında Tesla, Madison Square Garden’da düzen-
lenen elektrikle ilgili bir sergide “teleotomaton” olarak
adlandırdığı, radyo kontrollü (uzaktan kumandalı) bir
teknenin tanıtımını yapar. Gösteriyi seyreden kalabalık,
teknenin, içindeki küçük bir maymun tarafından kontrol
edildiği, telepatiyle yönlendirildiği, hatta büyülü olduğu
gibi iddialarda bulunur. Tesla’nın amacı ise bu teknolo-
jiyi askeri alanda kullanmaktır. Bir çeşit radyo kontrollü
torpido üretip bunu ABD ordusuna satmayı dener, ancak
ilgi görmez. Tesla’nın ileri görüşlülüğü ve parlak zihniyle
üzerinde çalıştığı uzaktan radyo kontrolü, I. Dünya Sava-
şı’na ve hatta daha sonrasına kadar ne orduların ne de
bilim dünyasının ilgilendiği bir alan olarak kalır.
Yine aynı yıllarda Tesla, elektriğin kablosuz iletimi konu-
sunda bir dizi projeye uzun bir zaman ve yüklü bir ser-
vet harcar. Kablosuz aydınlatmada gücü iletmesi için
kullandığı bobinleri geliştirerek büyük miktarda elektrik
enerjisini dünya çapında iletmeyi hedefler. Bu elektrik
iletiminin dünya çapında iletişim sinyallerini iletmenin de
bir yolu olduğunu düşünür. Ancak Tesla bu fikirleri geliş-
tirdiği sırada, büyük miktarda elektriği hatta iletişim sin-
yallerini bile uzun mesafelere iletmenin bir yolu yoktu.
Dönemin bilim insanları gibi Tesla da atmosferin iletken
olduğunu düşünüyor, yükseklik arttıkça azalan basıncın
daha yüksek elektrik iletmeye uygun olacağına inanı-
yordu. Bu amacını gerçekleştirmek için ABD’nin yüksek
rakımlı çeşitli taşralarında kurduğu laboratuvarlarda
yaptığı deneylerse başarıya ulaşamadı.
33