SPOR
Dünyanın en büyük spor olayı olarak kabul edilen olimpiyatların tarihi milattan önceki yıllara dayanır. Nerede ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmeyen bu büyük organizasyonun Eski Yunan kültür evreninden dünyaya yayıldığı var sayılmaktadır. Birçok bilim insanı ve araştırmacıya göre ilk olimpiyat oyunları MÖ 776 yılında düzenlendi. Bu tarihte başlayan olimpiyatlar MS 393 yılına kadar her dört senede bir düzenlenmeye devam etti. Bin yılı aşkın bir süre devam eden bu büyük organizasyon, Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından sonlandırıldı. Sadece sonlandırılma nedeni bile olimpiyat oyunlarının bugün kabul edildiği gibi bir spor organizasyonu olarak değil; dini, siyasi ve kültürel bir altyapıya sahip önemli bir buluşma ve bütünleşme etkinliği olarak yaşandığını gösterir niteliktedir. Bu ayrımları açık bir şekilde anlayabilmek için Eski Yunan’ daki pagan inanışlara ve Hristiyanlık sonrası Avrupa’ nın yaşadığı değişime dikkat etmek gerekir. Bu değişim, olimpiyatların tüm yapısını değiştiren önemli bir kırılma hâlidir.
getirdiği ritüellerle yoğrulan bir kültür evreni içerisinde şekillendi. Bu evren, insanın önüne hedef olarak“ iyi insan olmak” idealini koyuyordu. İyi insan olmak, adil olmaktan, devletini ve yurttaşlarını sevmekten ve tanrılara saygısızlık etmemekten geçtiği kadar başarılı olmaktan da geçiyordu. Başarılı insan aynı zamanda gelişimiyle de doğrudan ilgiliydi.“ Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” özdeyişiyle rahatlıkla açıklanabilecek olan bu olgu, özellikle gençlere bedenlerini güzelleştirmeleri yönünde etkide bulunuyordu. Sağlıklı bir genç, bedenini ne kadar korur ve geliştirirse o kadar güzelleşir ve bu güzellik ona başarıyı; dolayısıyla da iyi insan olmayı getirirdi. İyi insan olmak ise tanrılara karşı kulluk görevinin yerine getirilmiş olduğunu gösterirdi. İşte, olimpiyatlar bu kültür evreni içerisinde doğdu ve gelişti. Zaman içerisinde bir spor organizasyonu olmanın dışına çıkarak pagan inanışların kutsandığı büyük törenler hâline geldi. Dört yılda bir düzenlenen ve oyunlar için toplanan büyük kitlelerin birbirleriyle kaynaşmasına olanak sağlayan olimpiyat oyunları, bu özelliği ile Eski Yunan dünyasını bir arada tutan güçlü bir tutkal görevini de üstlendi.
Bugünkü Yunanistan sınırlarıyla birlikte Makedonya, Mısır ve Batı Anadolu’ yu etki alanı içerisine alan Eski Yunan ve Helen kültür dairesinde yaygın olarak gerçekleştirilen olimpiyat oyunları aynı zamanda bir takvimdi. Homeros başta olmak üzere birçok sanatçı ve filozofun eserlerinde olimpiyatların zamanı parçalara ayıran bir takvim gibi kullanıldığı görülür. Savaşların, doğum ve ölümlerin, düzenlenen olimpiyatlar üzerinden tarihlendirilmesi Eski Yunan’ da sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bununla beraber, çocukların eğitimi, gençlerin evliliği, devletlerin birtakım dönüşüm hareketleri hep olimpiyat oyunlarına göre organize edilirdi.
40