TED Meşale Dergisi 22. Sayı | Page 58

alanındaki atılımları gölgelememesi gerektiğini düşünür . İnsanlığın ilerlemesinin robotlar , elektronik araçlar veya hızlı iletişim kanalları ile ölçülemeyeceğini , kalıcı olanın bilgide ve sanatta ortaya koyulanlarla elde edileceğini bilen Umberto Eco , ilk romanının dekoru olarak da Ortaçağ ’ ı seçer . İlerleyen dönemde üniversitelere evrilecek manastırlardaki kütüphaneler , buralardaki eğitim , Antik Yunan klasiklerinin yorumlanışı gibi konuları , bağnazlık ve zorbalıkla karşılaştırarak işleyen Gülün Adı , yazarın göstergebilimci kimliği ile Ortaçağ uzmanlığını birleştirdiği bir eserdir . Nesneler ve adlarının Ortaçağ ’ da dile getirilen görüşlerin günümüzü belirlediği konusunda ince göndermelerle kitabı ören Eco , Avrupa tarihinin farklı bir bakışla gözden geçirilmesini önerir . Gülün Adı ile ilginç bir anekdot , yazarın daha sonra yazdığı beş romanı bu kitaptan daha fazla önemsemesine rağmen ömrünün sonuna kadar basının kendisine bu romanla ilgili sorular sormaktan vazgeçmemesinden şikayet etmesidir .
Vasiyetin Anlamı
İki büyük dünya savaşına ve insan eliyle yaratılmış sayısız felakete sahne olan 20 . yüzyıl , herkesin kabul edeceği üzere insanlık tarihi açısından kötü geçmiştir . Aynı yüzyıl , teknolojideki baş döndürücü gelişmelerle de gündelik hayatı kolaylaştıran birçok buluşun yapıldığı , hastalıklara çarelerin geliştirildiği bir dönemdir . Eco ’ nun göstergebilim yaklaşımı , bir yanıyla acıların , diğer yanıyla büyük atılımların aşırı uçlarda yaşandığı çağı daha sağlıklı değerlendirebilme yolunda atılmış bir adımdır . Şöyle ki , Umberto Eco “ metin ” ile yorumcu arasında bir mesafe
30