Modern
Zamanın Ruhu:
Contemporary
Istanbul
Eşsiz Coğrafyada
Bir Bohem Festival:
İstanbul’da 2005’ten beri düzenlenen ve çağdaş sanatın en iyi örneklerini
sanatseverlerle buluşturan Contemporary Istanbul, Türkiye’de sanatın
gelişmesi için herkesin bir araya geldiği bir platform olma iddiasını taşıyor.
İstanbul’un küresel bir kent olma iddiasını destekleyen ve dünyanın önde
gelen sanat ve kültür merkezleri olan New York, Londra, Paris ve Berlin’le
beraber anılmasını hedefleyen Contemporary Istanbul sanatın herkes için
olduğu felsefesiyle, sanatı tabana yaymaya çalışıyor. Plugin, CI Dialogues
ve CI Editions gibi bölümleriyle sanatla ilgili güncel tartışmalara ev sahipliği
yapan Contemporary Istanbul çeşitli sanat şekilleri ve kurumları için de
önemli bir sunum platformu teşkil ediyor.
Çağdaş sanatın gelişmesi, yurt içi ve yurt dışında tanıtılması ve Türkiye’nin
dünyanın başlıca uluslararası sanat merkezleri arasında yerini alabilmesi
için çalışmalarını sürdüren Contemporary Istanbul, bu yıl 3 - 6 Kasım
tarihlerinde gerçekleştirilecek. Geçen yıl yapılan organizasyonda 24
ülkeden, 64’ü yabancı toplam 102 çağdaş sanat galerisi ve 700’den fazla
sanatçıyı ağırlayan fuarı 86 bin yerli ve yabancı koleksiyoner, profesyonel,
akademisyen, uluslararası müze grupları ve sanatseverler ziyaret etmişti.
40
Doğal vadileri ve antik Uçhisar yollarıyla benzersiz bir açık hava güzergâhı olan “güzel atlar
ülkesi” Kapadokya’nın ilham verici doğasından güç alarak yola çıkan Cappadox aslında bir
doğa, sanat, yemek, müzik ve ruhsal dinlenme festivali. Hem ruhu, hem mideyi, hem de bedeni
besleyen festival, bu anlamda tüm duyulara hitap ediyor.
Gün doğumunda düzenlenen konserler, yemek tadımları, doğa gezileri, yoga, bisiklet ve çağdaş
sanat atölyeleri ile şehrin hızlı hayatına alternatif birkaç muhteşem gün sunan Cappadox, bu
yıl 19 - 22 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Cappadox Çağdaş Sanat Programı Küratörü
Fulya Erdemci şöyle anlatıyor: “Hıza ve küresele karşı, doğanın ritmini ve yereli merkeze alan
Cappadox’un bu yılki teması ‘Gelin bahçemizi ekelim’ aslında Voltaire’in ‘Candide’ romanından
bir alıntı. Mutluluğun peşinde dünyayı dolaşan Candide’in son durağı olan İstanbul’da
karşılaştığı yaşlı bir çiftçinin sözleri. Unutulmuş bir bilgeliğe, doğanın ritmine dönmeye bir
çağrı. Tek tek bireylere çağrı olduğu kadar içinde kolektif harekete de bir çağrı var. Bu kadar
karmaşaya, şiddete, çatışmaya karşı ‘gelin çalışalım, üretelim, başka bir dünyayı mümkün
kılalım.’ diyoruz.”
41