TED Meşale Dergisi 22. Sayı | Page 32

EĞİTİM DÜNYASI BİLGİSAYAR BAŞINDA GEÇİRİLEN ZAMAN: DOST MU DÜŞMAN MI? “Okuldan gelir gelmez bilgisayar karşısına oturuyor.” “Oyuna çok fazla zaman ayırıyor.” “Hafta sonu evden çıkarıp bir yere götürmek hiç mümkün değil.” “Hastalanmasından endişe ediyorum.” Teknolojinin insan hayatında etkinleşmesiyle birlikte aileler arasındaki sohbetler de teknolojiye ayak uydurdu. Artık hemen hemen her anne babanın dilinden yukarıdaki serzenişler eksik olmuyor. Aileler iyi eğitimli, topluma faydalı bireyler yetiştirme arzusuyla ellerinden geldiği ölçüde çaba gösterirken, çocuklarının sınırları olmayan, kontrolsüz sanal bir dünyada istemedikleri bireylere dönüşmelerinden endişe ediyor. Donanımlı bireyler yetiştirme arzusu içinde olan anne ve babaların bu anlamda yaşadıkları endişe, irdelenmesi ve baş edilmesi gereken ciddi bir mesele. Çocuklar özellikle bilgisayar oyunları aracılığıyla henüz büyüme evresinde; ölme-öldürme, öfke ve şiddet gibi olumsuz duygularla yanlış gelişim sürecine kayabiliyor. Anne babanın telkinlerine rağmen bilgisayar ortamında aldığı hazzı gerçek dünyada bulamayan çocuk, sıkılıyor ve hemen kendini mutlu hissettiği sanal dünyaya koşuyor. Bu ve benzeri tepkiler çocuklarda; sosyal yalnızlık, hayal ile gerçeği ayırt edememe, mekanik yaşam tarzını benimseme, 32 birlik duygusunu yitirme gibi normal olmayan davranışlar, sosyolojik ve psikolojik sorunlara davetiye çıkartıyor. Bu da şüphesiz karar alma mekanizmasını tümden etkiliyor. Günümüzde sıklıkla başvurulan, çocukları tablet ya da akıllı telefonla oyalama yönteminin de çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine büyük hasar verebildiği uzmanlarca ifade ediliyor. Peki, bilgisayar ve internetin çocuklar üzerindeki saymakla bitmeyen olumsuz etkilerinin karşısında hiç mi olumlu etkisi yok? Klişe bir söz olsa da teknolojinin doğru kullanımı bu kaygıyı yersiz kılıyor. Aileleri en çok kaygılandıran bilgisayar oyunlarını ele alacak olursak bu oyunlar aslında korkulacak bir mecra değil. Tekrar vurgulamak gerekir ki kontrolü elden bırakmadığımız takdirde. Net bir şey var ki, uzmanlar bilgisayar oyunlarının çocukların yeni şeyler öğrenmesine fırsat yarattığı konusunda hem fikir. Bilgisayar oyunlarına ayrılan zaman, eğitimlerini ve aile bireyleriyle ilişkiler gibi sosyal davranışlarını bozmayacak şekilde ayarlandığında çocuklarımızın gelişim sürecine katkı sağlıyor. Üstelik oyun ortamındaki binlerce uyaran sayesinde edindiği yetenekleri, diğer sosyal ortamlardaki becerilerinde kullanması çocuğun bireysel gelişimine de katkı sağlıyor. Oyunların çocuklara sağladığı diğer bir gelişim unsuru sosyal ağ yani arkadaş çevresi. Günümüzde oyunlarda çocuklar, dünyanın bir ucundaki başka bir çocukla aynı oyun içinde buluşabiliyor, onunla arkadaşlık bağı kurup sosyal ilişkilerini güçlendirebiliyor. Bu da çocuklarımızın mahalle sınırlarını evrensel boyuta taşıyor, onları dünyayı tanıyan çocuklara dönüştürüyor. Aileleri endişelendiren konsol oyunlarının bir diğer getirisi de zihinsel yeteneklerin gelişmesine sağladığı katkı. Özellikle problem çözme, parçaları birleştirme ve hafıza oyunu türleri çocukların zihinsel gelişimini güçlendiriyor. Gelişen dünyada dev şirketler, çalışanlarının sayısal ve sözel zekâ düzeyinden çok yaratıcılık seviyesiyle ilgileniyor. Bugün dünyanın en büyük şirketlerinden Google çalışanlarının, mesai saati içinde çeşitli oyunlarla yaratıcılıklarını tetiklediklerini hatırlarsak, oyunların sanıldığı gibi korkutucu olmadığını görürüz. Bilgisayar ve internet, eğitim amacıyla kullanıldığında öncelikle ders içeriğinin anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Aile bireylerinin de yard ımıyla internet ortamında yapılan araştırmalar, çocuğun bir konuda hem farklı bilgiler edinmesine yardımcı oluyor hem de araştırdığı konuya disiplinler arası düzeyde hâkim olmasını sağlıyor. Bu sayede çocuğunuzun resim yapma becerisi, şekilleri tanıma ve anlama seviyesi, basit yabancı kelimeleri öğrenme yetisi, matematik işlemleri kavrama kabiliyeti gelişiyor. Olumlu yönden ele aldığımızda internet ortamının gelişim süreci açısından sağladığı en büyük katkı, bireyin keşfetmeyi ve yeni şeyler öğrenme isteğini arttırması olacaktır. Annesinden, babasından veya öğretmeninden edindiği bilginin dışında internet ortamında merak ettiği her soruyu çekinmeden sorabileceğini ve bir şekilde yanıt bulabileceğini bilmesi, bireyin bu keşfetme hazzının peşinden gitmesine neden olmaktadır. İnternet ve bilgisayar ortamının çağımızın en etkili aracı olan iletişim gücünü geliştirdiği de pek açık. İster yazma ister konuşma olsun iletişim kanallarını kullanma yolunda ilerleyen birey, edindiği bu beceriyle hedeflediği sonuca ulaşma yetisine kavuşur. İnternet ve bilgisayar ikilisinin faydaları da bu sayfalara sığdırılamayacak kadar fazla. Yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara bağlı olarak açıklamalarda bulunan uzmanların da belirttiği gibi; önemli olan, ailelerin çocuklarıyla verimli ve nitelikli vakit geçirmeleri, çocuklarının hayatıyla daha yakından ilgilenmeleri. 33