TED Meşale Dergisi 21. sayı | Page 54

Access programının eğitim kısmını tamamladıktan sonra belirli kişi sayısındaki gruplarla, programın yürütüldüğü tüm şehirlerden gelen katılımcılarla iki hafta süren bir yaz kampına gittik. Bu kamp, yabancı eğitimcilerle birebir iletişim halinde olduğumuz bir eğitim programıydı. Pek çok insanla tanışma, yeni dahil olduğumuz bir çevrede, kendimizi hem ana dilimizde hem yabancı dilde ifade edebilme gibi imkanlara sahip olduk. Her gün farklı bir oyun ve etkinlikle çok keyifli ve verimli bir dönem geçirmiş olduk. Aldığım eğitim ve edindiğim deneyimlerin bana tam olarak ne kazandırdıklarının farkına üniversiteye başladığımda vardım. Hatta başlamadan önce okulumun %100 İngilizce eğitim veriyor olmasının beni tedirgin etmemesi bu konuda kendime olan güvenimi kazandığımı gösterdi. Öyle ki tedirgin olanların da çoğunun İngilizce bilmemesi değil, şimdiye kadar okulda öğrendiklerini pratikte kullanmamış olmalarıydı. Benim TED Polatlı Koleji’nde ve Access Programı’nda aldığım eğitim akademik anlamda bana oldukça fayda sağlamakla birlikte lise ve üniversite hayatım boyunca pek çok uluslararası proje ve etkinliğe katılmama da olanak sağladı. 54 Bunlardan biri ve belki de en önemlisi üniversite 1. sınıfta iken katıldığım Access’in 10.yılı adına düzenlediği bir