EĞİTİM DÜNYASI
Toplumsal Cinsiyet ve
Eğitimde Fırsat Eşitliği
Yrd. Doç. Dr. Gökhan SAVAŞ
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, TED Üniversitesi Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi
Sosyal bilimlerde yaklaşık
kırk beş yıllık bir geçmişi olan
toplumsal cinsiyet kavramı,
günümüzde artan bir hızla
çalışmalara konu olmakta ve geniş
bir yelpazede farklı disiplinlerden
sosyal bilimcilerin ilgisini
çekmektedir. Bu noktada Kadın
Çalışmaları Merkezleri’nin Türkiye
dahil birçok ülkede kurulması
konuya duyulan ilginin bir göstergesi
olarak karşımıza çıkmaktadır.
32
Toplumsal cinsiyet ile ilgili her türlü tartışmanın
başlangıç noktasını, bu kavramın cinsiyet
kavramından farklı bir gerçekliğe işaret ediyor
olması oluşturmaktadır. Cinsiyet ile ifade edilen,
doğuştan getirdiğimiz biyolojik, anatomik ve fizyolojik
farklılıklar neticesinde şekillenen kız ve oğlan
kategorileridir. Toplumsal cinsiyet kavramı ise, kızların
ve oğlanların sosyal olarak belirlenmiş özelliklerini,
rol ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Bu nedenle
toplumsal cinsiyet kavramının tanımında biyolojik
farklılıklar değil, cinsiyetimize bağlı olarak toplumun
bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü
ve nasıl davranmamız gerektiği ile ilgili değerler,
beklentiler, yargılar ve atfedilen roller bulunmaktadır.
Toplumsal ve kültürel bağlamda sınırları çizilen
bu beklentiler kız ve oğlan olarak dünyaya gelen
bizlerin, “kadın” ve “erkek” olmayı öğrenmemiz ve
bunlara ilişkin rolleri yerine getirmemizle ilgilidir. Bu
öğrenme yaşam boyu hayatın her devresinde devam
eden bir sürece işaret etmektedir. Gerek kızlar ve
gerekse oğlanlar toplum içerisinde nasıl davranmaları
gerektiğini erkeklik ve kadınlık kültürel normları
içerisinde öğrenirler. Bu anlamda, toplumda aslında
herkes bir şekilde toplumsal cinsiyet pratiklerini
üretmektedir.