TED Meşale Dergisi 20. Sayı | Page 48

Yılanlı Yalı Bebek’ten Rumeli Hisarı’na doğru giderken göreceğiniz Yılanlı Yalı, 18. yüzyılda inşa edilmiş, ahşap mimariye sahip en güzel yapılardan biridir. İsmi bir seçim değil bir zorunluluktur. Buraya II. Mahmut döneminde Hariciye Nazırlığı yapan Reisülküttap Mustafa Efendi sahiptir. Bir tekne gezisinde padişah bu yalıyı çok beğenir ve Musahip Said Efendi’den sordurmasını ister. Said Efendi o dönemde bu yalıyı beğenmekte ve sahip olmanın hayalini kurmaktadır. Bu yüzden yapının kaya üzerinde durduğunu ve yalının yılanlı olduğu yalanını söyler. Böylelikle padişahı vazgeçirir. Said Efendi yalıyı padişaha kaptırmaz ama hem kendi sahip olamaz, hem de yalının ismi “Yılanlı Yalı” olarak kalır. 1964’te bilinmeyen bir nedenle çıkan yangınla yanar. Son sahibi, yaptığı değişikliklerle bu tarihi görkemli yapıyı, içi beton-dışı ahşap bir yapıya dönüştürür. Kont Ostrorog Yalısı Boğaz’ın en eski binaları arasında gösterilen Kont Ostororog Yalısı’nın sahibi, Osmanlı’ya hukuk danışmanlığı yapan Polonya doğumlu İslam Hukukçusu Leon Ostrorog’dur. Uzun yıllar yüksek kademede devlet görevinde bulunan danışmanın, dönemin edebiyatçılarıyla burada buluştuğu, hatta bunların içinde Pierre Loti’nin de olduğu bilinmekte. Hem Osmanlı hem de Avrupa mimarisine sahip olan yalı, en ihtişamlı dönemini Leon ve oğlu Jean zamanında yaşamıştır. Leon Ostrorog’un vefatından sonra aile gitgide yoksullaşmış, bu görkemli yapı da bakımsızlaşmaya başlamıştır. Ailenin komşuluk ilişkisi geliştirdiği Rahmi Koç, “asalet dolu ev” diye nitelendirdiği bu yalıyı aileden 2000 yılında satın almıştır. KÜLTÜR-SANAT 46