Yılanlı Yalı
Bebek’ten Rumeli Hisarı’na doğru giderken göreceğiniz
Yılanlı Yalı, 18. yüzyılda inşa edilmiş, ahşap mimariye
sahip en güzel yapılardan biridir. İsmi bir seçim değil bir
zorunluluktur. Buraya II. Mahmut döneminde Hariciye
Nazırlığı yapan Reisülküttap Mustafa Efendi sahiptir.
Bir tekne gezisinde padişah bu yalıyı çok beğenir ve
Musahip Said Efendi’den sordurmasını ister. Said
Efendi o dönemde bu yalıyı beğenmekte ve sahip olmanın hayalini kurmaktadır. Bu yüzden yapının kaya
üzerinde durduğunu ve yalının yılanlı olduğu yalanını
söyler. Böylelikle padişahı vazgeçirir. Said Efendi yalıyı padişaha kaptırmaz ama hem kendi sahip olamaz, hem de yalının ismi “Yılanlı Yalı” olarak kalır.
1964’te bilinmeyen bir nedenle çıkan yangınla
yanar. Son sahibi, yaptığı değişikliklerle bu tarihi
görkemli yapıyı, içi beton-dışı ahşap bir yapıya
dönüştürür.
Kont Ostrorog Yalısı
Boğaz’ın en eski binaları arasında gösterilen
Kont Ostororog Yalısı’nın sahibi, Osmanlı’ya hukuk
danışmanlığı yapan Polonya doğumlu İslam Hukukçusu Leon Ostrorog’dur. Uzun yıllar yüksek
kademede devlet görevinde bulunan danışmanın, dönemin edebiyatçılarıyla burada buluştuğu, hatta bunların içinde Pierre Loti’nin de
olduğu bilinmekte.
Hem Osmanlı hem de Avrupa mimarisine
sahip olan yalı, en ihtişamlı dönemini Leon
ve oğlu Jean zamanında yaşamıştır. Leon
Ostrorog’un vefatından sonra aile gitgide
yoksullaşmış, bu görkemli yapı da bakımsızlaşmaya başlamıştır. Ailenin komşuluk
ilişkisi geliştirdiği Rahmi Koç, “asalet dolu ev”
diye nitelendirdiği bu yalıyı aileden 2000 yılında
satın almıştır.
KÜLTÜR-SANAT 46