Kabare,
televizyonun
yaygınlaşmasıyla, 1990’lardan itibaren
unutulmaya yüz tutan, günümüzdeyse
neredeyse hiç bilinmeyen bir tiyatro alanı.
Oysa 1940’lardan 80’lere kadar hem
dünyada hem ülkemizde güzel örnekleri
sergilenen kabare, skeçler, kısa diyaloglar
ve şarkılarla daha çok siyasi taşlamaların
yer aldığı bir güldürü türü. Bu türün
Türkiye’deki en önemli yazarı kabul edilen
Haldun Taner de yazı hayatına skeç yazarak
başlar. Zaman içinde skeçler bütünü
halinde kabareler yazacak, bu alanla
yetinmeyip epik tiyatronun Türkiye’deki
en başarılı eserlerini kaleme alacak,
öyküleri Türk edebiyatında yeni bir dönem
başlatacaktır.
Tedavi süreci yüzünden, İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman
Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden ancak
35 yaşında mezun olan Haldun Taner,
bir süre aynı üniversitenin sanat tarihi
bölümünde asistanlık yapar. Tiyatroya
olan ilgisi ve bu alanda kendini geliştirme
isteği onu Viyana’ya, dönemin önemli
isimlerinden Prof. Kindermann’ın yanına
sürükler. Burada tiyatro ve felsefe eğitimi
alır. 1957’de yurda döner ve İstanbul
Üniversitesi’nde hocalığa başlar. Taner’in
Türkiye’de tiyatroyu bir bilim alanı olarak
akademiye sokan ilk kişi olduğu kabul
edilir.
Haldun Taner, 1915 yılında İstanbul’da
dünyaya gelir. Galatasaray Lisesi’ni
bitirdikten sonra yükseköğrenim için devlet
bursuyla Almanya’ya gönderilir. Heidelberg
Üniversitesi’nde başladığı siyasal bilgiler
eğitimini, yakalandığı ağır hastalık
yüzünden tamamlayamadan yurda döner.
Bu hastalık Taner’in dört yıl sanatoryumda
yatmasına neden olacak, ilerleyen yıllarda
da zayıf bünyesi yüzünden titiz bir hayat
sürmeye mecbur bırakacaktır onu.
KÜLTÜR-SANAT 28