Sizin beğendiğiniz seslendirme sanatçıları kimlerdir?
Bana çok şey katan ustalarım var. Benimle aynı kuşaktan isimler var. Birinin adını unutsam fena
halde üzülürüm. İşini özenle, her seferinde aynı dikkatle, severek ve iş arkadaşlarıyla uyumlu
şekilde yapan herkesi severim diyeyim.
Bir saatlik bir yapımın seslendirmesi sizin için ne kadar sürer?
Sabit bir süre vermek mümkün değil. Eski kayıt teknolojilerinde her takılma ya da yanlışlık o
bölümün yeniden kaydedilmesi anlamına geliyordu. Yeni teknoloji, her rolün tek tek alınmasını
gerektiriyor. Bu da filmin her rol için bir daha kayıt sürecine girmesi anlamına geliyor. Filmin ya da
konuştuğunuz rolün zorluk derecesi de değiştirir zamanı. Yani fazlaca değişken belirliyor süreyi.
En çok hangi oyuncu ya da karakteri seslendirmek isterdiniz?
Bugüne kadar konuştuklarım arasında belirgin bir ayrım yapmadım. Bundan sonra da yapmam. Hepsini
aynı özenle konuştum. Bunca yıldan sonra eksikliğini hissettiğim bir rol yok diyebilirim.
Yekta Kopan pek çok anlamda donanımlı biri. Kitaplarınızla hiç tanışmamış birine ilk önce
hangisinden başlamayı önerirsiniz?
Bir yazar kitaplarından birini nasıl önerir ki? Bir kitabını okumak isteyen bir okur varsa, kitapçıya gidip
kendisinin seçmesini tercih ederim. Her okurun, dünya bilgisi farklıdır. O bilginin ışığında kendi seçimini
yapacaktır. Önemli olan okurun, bu ilişkiyi kurmak isteyip istemediğidir.
En sevdiğiniz şehir hangisidir?
Şehirler değil insanlar arasında ayrım yaparım ama sorudan kaçmayayım. Ankara’yı severim. Sonra İzmir.
Elbette İstanbul. Yurt dışından bir şehir söyleyecek olursam da Berlin.
Sizin hiç boş vaktiniz olur mu? Ya da şöyle soralım; Hayatın ritminden yorulduğunuz anlarda neler
yaparsınız?
Boş zamanım yok. Boş zaman denen şeye de pek inanmam. Ama “hayatın ritminden yorulmak” dediğiniz
ruh hali sıklıkla oluyor. Kendimce ve amatörce gitar çalarım öyle anlarda. Elbette yine kitaplara sığınırım ve
okurum. Uzun yürüyüşler hep iyi gelir. Ya da otururum bir yerde dünyayı seyrederim.
RÖPORTAJ 15