TED Meşale Dergisi 19. Sayı | Page 53

“Kapalı çarşı” denildiğinde akla hemen İstanbul’un dünyaca ünlü çarşısı gelir. Dile kolay, beş yüzyıldır ayakta duran bu yapı dünyanın hala yaşayan en eski ticaret merkezlerinin başında geliyor. Yalnız İstanbul’da değil, başka şehirlerimizde de kapalı çarşılar varlıklarını sürdürüyor. Bugün, özellikle büyük şehirlerimizde adım başı rastlanan alışveriş merkezlerini doğuran etkenlerle, tarihteki çarşıların doğmasında ve kök salmasında rol oynayan etkenler benzerlikler taşıyor. Türkiye’de yer alan ve bir kısmı bu yazının konusunu oluşturan kapalı çarşıların ilk bakışta göze çarpan ortak özelliği, tarihî ticaret yolları üstünde bulunmaları. Sanayileşme öncesi dönemde üretim el tezgahlarında, küçük atölyelerde gerçekleştirilebiliyordu. Üretimin tarıma ve hayvancılığa dayandığı bu dönemde hammaddelerin taşınması, ulaştığı yerde işlenebilmesi oldukça zordu. Bu yüzden her bölge, doğal şartlarının el verdiği tarım ve hayvancılık ürünleriyle ve bunlardan elde edilenlerle ünlenirdi. İklimi ve bitki örtüsünden dolayı ipek böceği üretiminde verimli olan Bursa’da ipek üretiminin, Kars’ta peynirciliğin gelişmesi bununla ilgilidir örneğin. Ama Kars ve çevresinde yaşayanlar ipekle, Bursa peynirle tanışmayacak mıydı? Dahası, çay Uzak Asya’dan, kahve Yemen’den çıkıp dünyayla buluşmayacak mıydı? Elbette böylesi mümkün değildi. Anadolu’dan geçen iki ünlü ticaret hattı, İpek Yolu ve Baharat Yolu bu ihtiyaçtan doğdu. Bir yerde üretilen ürünlerin uzak veya yakın başka bölgelere taşınmasından sonraki ikinci aşama bunların satışa sunulmasıdır. Köylerde bu işi yürüten, heybesinde iğne iplikten yiyeceğe, süs eşyasından alet edevata kadar çok çeşitli mallar taşıyan çerçi adlı gezgin satıcılar bulunurdu. Şehirler söz konusu olduğunda da değişik gereksinimlere cevap verecek birçok dükkanın bir arada sıralandığı bedesten ve çarşılar yer alırdı. Öyle ki, şehirlerin büyüklüğünü belirleyen biraz da bu çarşıların büyüklüğüydü. Zaman içinde çarşılar, yerel kültür öğelerinden beslenerek, şehrin kalbinin attığı yerler haline geldi. Sadece ticari hayat değil, sosyal etkinlikler de çarşılardan belirlenir oldu. Tarihin her döneminde, farklı coğrafyalarda benzeri görülen bu olgunun bizim topraklarımızda can bulduğu alan kapalı çarşılardı. AVM’lerin iyiden iyiye kök saldığı şehir hayatına alıştığımız bu günlerde Türkiye’deki belli başlı kapalı çarşılar arasında sanal da olsa bir tura çıkarmak istiyoruz şimdi sizi. YAŞAM 50