Gramafon, plak adı verilen, gomalaka ve mumlu
maddelerden üretilen bir diski çalar. İki yüzünde bulunan oyuklarda gezinen gramafon iğnesi,
meydana getirdiği titreşim ile plağa alınan sesin
tekrar duyulmasını sağlar. Günümüzden bakılınca oldukça zahmetli görünen bu teknoloji, aslında
CD okuyucuların ilk örneği olarak kabul edilir. CD
çalan cihazlar, iğne yerine lazer kullanarak diske
kaydedilen bilgiyi okur ve sese dönüştürerek dışarı verir.
Gramafonun görece kısa süreli kayıtlar yapması
ve plağı döndürmek için kullanılan motorun zahmetli olması, mucitleri yeni modeller üzerinde
çalışmaya zorlar. Bu çalışmaların sonucunda pikap adı verilen cihaz doğar. Pikap, plağı döndüren
tablanın elektrik motoruyla çalışması esasına dayanır. Buna paralel olarak 45 devirle dönen, ön ve
arka yüzlerine birer müzik parçası kaydedilebilen
45’likler üretilmeye başlanır. 45’likler, ilerleyen yıllarda ortaya çıkacak single albümlerin başlangıcı
kabul edilir.
1940’lara gelindiğinde, 8 ila 10 parça kaydedilebilen, bu özelliğinden dolayı uzunçalar (long play)
olarak adlandırılan ürün geliştirilir. Artık ‘albüm’
kavramı da müzik piyasına girmiştir. Uzunçalarla
birlikte kayıt ve dinleme kalitesinde hissedilir bir
yükselme yaşanır. Bu niteliğinden dolayı uzunçalar, 1980’lerin ortalarına dek popülerliğini korur.
Ancak, 1899-1930 yılları arasında valiz büyüklüğünde bir kutuyla başlayıp daha küçük boyuta gelene kadar evrimleşen, manyetik bantları kaydederek çalabilen teyp teknolojisinin 1970’li yıllarda
daha da küçülüp pratik hale gelmesiyle kasetler
hayatımıza girer. Hem ülkemizde hem dünyada
müzik endüstrisinde büyük bir atılım sağlayan
kasetler, farklı müzik türlerinin bir arada piyasaya
sürülmesine de imkan tanır.
90’ların sonuna kadar en yaygın müzik kayıt modeli olan kasetlerin ev dışında da dinlenebilmesi
için taşınabilir müzikçalarların üretilmesi 1970’lerin sonuna rastlar. Pille çalışan ve rahatlıkla taşınan
walkmanler, genç yaşları 80’lere ve 90’lara denk
gelenler için vazgeçilmez bir eğlence olmuştur.
YAŞAM 36