TED Meşale Dergisi 19. Sayı | Page 25

Peki, anne ve babaların kendi yarınlarını kurmak, mutlu olmak ve duygularını düzenlemek için çocukları ile kuracağı güven ilişkinin niteliği nasıl belirlenir? Bu noktadan hareketle geçmişte ve günümüzde çocuklarla kurulan ilişkilerin hangi kaygı ve beklentilere göre şekillendiğini öğrenmek, “güven ve güvensizliği” anlamamıza ve çocuklarımızın “özgün gelişimlerine” yardımcı olmamıza aracılık edebilecektir. Yaşam süreci içinde artan rekabet ve beklentiler, aileleri korku kültürüne hâkim düşünceler ve kaygıların daha fazla çekim alanı içinde bıraktı. Daha güvenli ve kaliteli bir yaşam sürmenin nasıl “çaba gösterilerek” gerçekleştirileceği sorusu günümüzde daha fazla sorulmaya başlandı. Sonuç olarak aileler daha patolojik bir şekilde çocukları için neyin doğru neyin yanlış olduğu sorusu daha fazla sormaya başladılar. Artan sorgulamalarına kaygı ve cevapların kendilerince belli mutlak yargılar eklemeyi de ihmal etmediler. Çocukların olası dünya risklerinden korunmaları, akademik ve sosyal geleceklerini belirlemeleri ve daha mutlu bir şekilde kendileri olmaları yadsınmaz bir talep olarak kabul gördü. Ancak bunu yaparken anne ve babaların gözünde artan yaşam sorumlulukları ve gerçekliği