TED KAYSERİ KOLEJİ BÜLTEN DERGİSİ 62.SAYI Bülten Dergisinin 62. Sayısı Yayında! | Page 16

TEMEL EĞİTİME DAİR TEMEL EĞİTİME DAİR XXI. yüzyılda eğitim; değişim ve dönüşümün en temel faktörü haline gelmiştir. Bugün dünyada, ilköğretim eğitiminin yetersiz olduğu ve tüm nü- fusun en azından lise düzeyinde eğitim alması gerektiği yaygın olarak kabul edilmiştir. 1970’ li yıllardan itibaren OECD ülkelerinde lise eğitimi- nin süresini uzatarak genç nüfusun mümkün ol- duğunca daha uzun süreli eğitim alması yönün- de politikalar oluşturuldu. Dünyadaki uygulamalara bakıldığında ortalama eğitim süresi 11-12 yıl ve daha üzerindedir. Türki- ye’ de ise yetişkin nüfusunun ortalama eğitim sü- resi 6-6,1 yıl civarındadır. Gelişmiş ülkelerle ara- mızdaki eğitim süresi neredeyse iki katıdır. Yine gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımız- da nüfusun tamamını lise mezunu ya da üniver- site mezunu yapmak için hedefler koymuşlardır. Avrupa Birliği Ülkeleri 2020 yılına kadar nüfusun %90’ ını lise mezunu yapmak üzere programları- nı yeniden düzenlediler. Japonya ve Güney Kore ise çağ nüfusunun %100’ ünü üniversite mezunu yapmayı tartışıyor. Türkiye’ de durum ortada iken son yıllarda kız çocuklarını okula göndermeme, eğitim çağını tamamlamadan evlendirme gibi geri kalmış çağ 16 TED KAYSERİ KOLEJİ dışı uygulamaları görüyoruz. Unutulmamalıdır ki; bir ülkenin gelişmişlik düzeyi bir yönüyle kız çocuklarına verdiği önem ve eğitimle ölçülür. Zorunlu eğitim, modern devletlerin eğitim anla- yışlarının bir yansıması olarak eğitimin kurum- sallaşması anlamına gelir. Zorunlu eğitimde toplumun bir parçası olarak bireyin hak, ödev ve sorumluluklarını öğrenmesi; öğrendiği bilgi ve becerileri, donanımları, kazanımları ve davranış değişikliklerini toplumun uyumlu bir ferdi olarak uygulaması amaçlanır, kendine bir yer edinmesi ve saygın bir birey olması beklenir. Modern dev- letlerde eğitim bu yönü ile ‘kamu hizmeti’ olarak görülür ve vazgeçilmezdir. Günümüz gelişmiş ülkelerinde ise eğitimin bir dönemi mutlaka zo- runludur. Burada önemli bir husus, ülkelerin ge- lişmişlik düzeyi ile zorunlu eğitim süresi arasında doğrudan bir ilişki olduğudur. Ülkemizde II. Mahmut döneminde ilk kez 1824 yılında eğitimin zorunlu hale getirilmesiyle baş- layan süreç, 2012 yılında 12 yıllık kesintili zorunlu eğitimle sonuçlanmıştır. Her ne kadar zorunlu eğitim süresi kademeli olarak 12 yıla çıkarılsa da 4+4+4 kararında görülen kimi uygulamalardan beklenen sonuç elde edilememiştir. Ancak bu uygulamanın doğurduğu sonuçlar ve tartışma- lar, pedagojinin ışığında yapılmayı zorunlu hale getirmiştir. Eğitim faaliyetlerinin genel amacı, yetişmekte olan nesillerin topluma sağlıklı ve verimli olarak uyum sağlamasına yardım etmektir. Eğitim; bi- reylere bilgi ve beceri kazandırmanın ötesinde toplumun bir arada uyumlu yaşamasını, kalkın- masını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek, var olan değerlerin devam etti- rilmesini sürdürmek, yeni ve eski değerleri bir arada uyum içerisinde yaşatabilme sorumluluğu taşır. Böylece İlköğretim; çocuklara toplumun amaçlarını, değerlerini ve sembollerini kazandı- rarak onların genel bir değerler sistemi oluştu- rabilmesini sağlar. Ülkemizde ilköğretim sonra- sında üst öğretim kademelerine geçişin yetersiz olması ilköğretim süresini daha da önemli hale getirmektedir.. İlköğretim (Temel Eğitim) genel olarak toplum- daki her yurttaşın sahip olması gereken asgari ortak bilgi, beceri ve davranışları ifade eder. Bun- dan dolayı yasal dayanağı insanlarımızın eğitim görme hakkıdır. Bu hak anayasamızın 42. mad- desiyle de güvence altına alınmıştır. Madde met- ninde şu şekilde ifade edilmektedir.