TED Kayseri Koleji Bülten Dergisi 65. Sayı | Page 57
FELSEFE
TED KAYSERİ KOLEJİ BÜLTEN
BİLGİ VE YAŞAM İLİŞKİSİ
Sosyal bir varlık olarak insanın ulaştığı bilgiler her çağda, her dönemde insan yaşamının merkezinde yer almış ve onu etkilemiştir.
Bilginin yarattığı her türlü etki başka bir bilginin yeniden doğmasına, doğan her bilginin de toplumsal hayat içinde varlığını devam ettiren
insanlığın yaşam biçimine katkı sağlamıştır.
İnsanların bir arada yaşamalarından kaynaklı ortaya çıkan sorunların çözümü için elde ettikleri ya da ürettikleri bilgiler teknolojiye dönüştürülerek
insan yaşamında daha etkili ve daha geniş yer tutmaya başlamıştır. Bu bağlamda kültür ve medeniyetlerin de havuzları bilgi
birikimleriyle dolarak anlam kazanmış ve insan yaşamının daha verimli geçmesine katkı sağlamıştır. Öyle ki her dönemde var olan bilgi,
toplumsal kuralları düzenlediği gibi yeni doğan uygarlıklara miras olarak kalmış; uygarlıkların gelişim göstermelerine ve büyümelerine de
olanak sağlamıştır.
Bilginin yapı taşı olduğu ve üst üste yığılarak sistemli hale geldiği alana da bilim diyoruz. İşte bilim insanın içinde yaşadığı doğayı ve toplumu
hatta kendisini anlamasını, kavramasını ve bu alandaki olayları açıklamayı bilmesini sağlar. Tam da bu anlamda bilginin hayatla iç içe
olmasının en güzel örneklerini son zamanlarda sosyolojik bir kriz haline de dönüşen tıp bilimi ve uygulamalarında da görmekteyiz. Tüm
dünyada biyolojik, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik bir problem haline dönüşen “Covid-19” virüsüyle mücadele edilirken de bilim ve bilginin
hayatın tam merkezinde ihtiyaç duyulan en önemli gerçek olduğunu hep birlikte görmekteyiz.
İlkel zamanlardan bugüne ister tarım toplumu isterse sanayi toplumu döneminde insanların kendilerini sürekli yenileyip geliştirme ihtiyacı
duymaları bizi bilgi toplumuna kavuşturmuştur. Ancak bilgi durağan olmayan ve insan varoluşu açısından sürekli ihtiyaç duyulan bir varlık
olduğu için her zaman sadece istenilen bir şey olarak değil genellikle mecbur olduğumuz ve umut olarak gördüğümüz bir varlık olarak
hayatımızdaki yerini sürekli devam ettirecektir.
HAZIRLAYAN: Nuran FINDIKGİL - Felsefe Öğretmeni
57